BİR DÜNYADIR KADINLAR; GÖZLERİYLE GÜLEN, KALPLERİYLE KONUŞAN, BAKIŞLARIYLA BÜYÜLEYEN...KADINLARIN BU GİZEMLİ DÜNYASINI KEŞFETMEYE VE KENDİNİZİ DAHA İYİ ANLAMAYA NE DERSİNİZ???HER ŞEY SİZİN İÇİN...

17 Ekim 2008 Cuma

Kış aylarında beslenmeye dikkat!

Kış aylarında gerek yiyeceklerin çeşitliliğinin azalması, gerekse enfeksiyonel hastalıkların artmasıyla insan metabolizmasının direnci azalırken, çevresel etmenlerin katkısıyla hastalıklar ve çeşitli sağlık problemleri insanı kolayca yakalayabiliyor.

Türkiye Hastanesi Diyet Uzmanı Bahattin Arslan, sağlıklı bir bağışıklık sisteminin kendimizi iyi hissetmemizi, iyi görünmemizi ve enerjimizi daha iyi kullanmamızı sağladığını belirterek, direncimizi düşüren etmenleri şu şekilde sıraladı:

"- Yetersiz ve dengesiz beslenme.
- Turfanda ve katkı maddeleri içeren ve doğal olmayan sebze ve besinlerin kışın çok tüketilmesi.
- Vitamin ve mineral içeriği düşük fastfood gıdaların tüketiminin artması.
- Hareketsizlik ve buna bağlı olarak şişmanlığın artışı.
- Doktor tavsiyesi olmadan kullanılan antibiyotik içerikli ilaçların, bakteri ve virüslerin dirençlerini ve güçlerini arttırması.
- Kışın kapalı ortamlarda uzunca süreler kalınması.
- Çevre kirliliği ve elektromanyetik ışımalara maruz kalma.
- Sebze ve meyvelerin az tüketilmesi.
- Alkol ve sigara tüketimi."
Kış aylarında vücut sıcaklığını korumak ve artan enerji ihtiyacını karşılamak için sıcak, yağlı ve kalorili yiyecek ve içeceklerin tüketiminin arttığını, bu yüzden de daha kolay kilo alındığını ifade eden Arslan, bunun da bağışıklık sistemini zayıflattığını ifade etti. Yine çocukların özellikle bu dönemde açıkta satılan simit, börek, döner ve bazı fast food tarzı yiyeceklerden de kolayca enfeksiyon kapabileceğini hatırlatan Diyet Uzmanı Bahattin Arslan, bu yüzden bağışıklık sistemimizi güçlü tutacak ve
çeşitli enfeksiyonlara karşı direncimizi arttıracak beslenme öğütlerine uymamız gerekeceğini kaydederek şu bilgileri verdi:
"- Antioksidant özelliği olan C vitamini içeren gıdaların bolca tüketilmesi enfeksiyonlardan korunmak ve direnci arttırmak için gereklidir. (Turunçgiller, koyu yeşil yapraklı gıdalar)
- Omage-3 yağ asidinden zengin balığın haftada en az 2 kez tüketilmesi gerekmektedir.
- Yine bağışıklık sistemini güçlendiren ekinezya, mantar, yeşil çayın düzenli tüketilmesinde fayda vardır.
- Antioksidant etkisi olan A vitamini (Balık yağı, süt, yumurta, havuç, kayısı) ve E vitamini (Fındık, ceviz, kuru baklagiller, tahıllar) tüketiminin artırılması gerekmektedir.
- Kereviz, enginar, ıspanak, pırasa gibi kışın doğal ortamlarında yetişen sebzelerin kışın bolca tüketilmesi gerekmektedir.
- Dünya Sağlık Örgütü'nün, günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesi önerisi doğrultusunda marul, havuç ve kırmızı lahana gibi kış sebzeleri ile hazırlanan salataların öğünlerde mutlaka yer alması gerekmektedir.
- Kış mevsiminde tüketimi artan yağlı ve şekerli besinlerin tüketimini azaltmak gerekmektedir.
- Domates, salatalık, sivri biber gibi kışa özgü olmayan turfanda yetişen sebzelerin tüketimi sınırlanmalıdır.
- Kış mevsiminde kemik ve diş sağlığı için gerekli olan D vitamini ihtiyacının karşılanması için güneşli günlerde yürüyüşlere çıkmalı ve bol bol balık tüketilmelidir.
- Probiyotik etkili süt ürünlerinin tüketilmesi gerekmektedir.
- Kahvaltı yapılmalı ve kahvaltıda şu 3 besin (Pekmez, yeşillik, peynir) mutlaka bulunmalıdır.
Haftalık besin programı yapılırken:
- Haftada 2 kez balık,
- Haftada 4 kez kuru bakliyat,
- Haftada 1 kez kırmızı et,
- Haftada 1 kez beyaz et,
- Haftada 6 kez sebze tüketilmeli, buna hergün yoğurt, meyve, peynir, süt ve salatalar eklenmelidir."

Kış ayında beslenme nasıl olmalı

Kış aylarında soğuğun artışı ile yeme ihtiyacı artar. Ayrıca insanlar kışın daha çok zamanını evlerinde ya da kapalı işyerlerinde geçirdikleri için fiziksel aktiviteleri azalmaktadır. Soğuk havanın etkisi ile metabolizma bir miktarda hızlanmakta buna bağlı olarak vücut, ısı dengesini koruyabilmek için yeme ihtiyacını arttırmaktadır.

Bu durum bizim lehimizde işleyebilir, aleyhimize de. Eğer kış aylarında bu artan metabolizma hızını dengeli bir diyet programı ile geçirebilirsek kilo almamız engellenir, hatta kilo verebiliriz. Aksi takdirde artan metabolizma hızı ve iştah kontrol altına alınmazsa ve kişi kendini sürekli yemek ile motive etmeye çalışırsa, aktivitemizin azalması ile birlikte kış aylarında kilo artışı ile karşılaşırız.

Diğer bir taraftan dikkat edilmesi gereken noktalar, kapalı kalın giyeceklerin kilolarınızı örtüyor olması ve aktivitelerimizin azalmış olması. Bu noktalara dikkat etmediğimizde kışı hızlı bir şekilde kilo alabiliriz.

Kilo almamak ve açlık hissini bastırıp kan şekerimizi dengede tutmak için

Açlık duygumuzu bastırabilmek için 5-6 öğünden oluşan az az sık sık beslenme sistemini uygulayın
Kan şekerini dengede tutup açlık oluşmaması için proteinli yiyeceklerle karbonhidratlı yiyecekleri karışık tüketiniz, yoğurt+ meyve, peynir+ ekmek, sebze+yoğurt, et+ çorba gibi
Mide bağırsak sistemini rahatlatıp yumuşatabilmek için sıvıları sıcak içiniz. Suda dahil, unutmayın ki sıcak su zayıflatmaz ama kışın mide barsak sistemini yumuşatıp sindirimi kolaylaştırmak (kabızlığı önler) dışarıya çıkmanıza yardımcı olur.
Kış olsa da susamasanız da 2- 2.5 litre su içiniz.
Gece evde oturmaları uzun olduğundan atıştırma alışkanlığınıza da dikkat edin, eğer varsa bunu ortadan kaldırmak için gayret göstermelisiniz.

13 Ekim 2008 Pazartesi

Kötü bir saç kesimini düzeltmenin 5 yolu

Korktuğunuz başınıza geldi ve hayalinizdeki saç kesimi tam bir felaketle sonuçlandı. Saç stilisti Jet Rhys'in ipuçları, saçınız tekrar uzayana kadar güvenle sokağa çıkmanızı sağlayacak.

1- Kuaförünüze ne isteğinizi söyleyin. Saç kesiminden nefret ettiyseniz kuaförünüzü hemen orada uyarın. Jet Rhys, "Salonu terk etmeden kuaförünüze gerçek duygularınızı anlatırsanız ona yaptığını düzeltme şansı verirsiniz," diyor. Ve bir dahaki sefere, ne isteyip istemediğinizi en başından söylemeyi unutmayın.

2- Çıt-çıtlar satın alın ve uzatmak istediğiniz yerlere ekleyin. Rhys, "Çıt-çıtların en harika yanı da pratik olmaları. Isı ya da yapıştırıcıya ihtiyacınız yok," diyor. Rhys, iki yanlara, iki de arkaya olmak üzere dört parça kullanmayı öneriyor. Çıtçıtı eklemek istediğiniz yerin biraz aşağısındaki saçı kabartın. Daha sonra biraz sprey sıkın ve çıt-çıtı takın.

3- Saç ürünlerini akıllı kullanın ve kendi kendinize değişik kesimler yapmayı deneyin. Saça dolgunluk kazandıran bir krem kullanın. Eğer kuaförünüzün kestiği kakülün alnınızın üstünde fırça gibi durduğunu düşünüyorsanız, bir tırnak eti makası alın, ucunu yukarı doğru tutun ve kakülünüzün uçlarını kırpın. Rhys "Uçlar inceldiği zaman daha yumuşak bir görüntü elde edersiniz," diye ekliyor.

4- Renk hilesi yapmayı deneyin "Eğer kuaförünüz gereğinden fazla kat kestiyse, saç boyama uzmanlarına kalın saç taktiğini uygulatın," diyor Rhys. "Alttaki katlar saçın geri kalanından birbuçuk kat daha koyu bir tonda boyanıyor. Bu sayede inanılmaz bir derinlik efekti yaratılarak, saçınızın anında daha dolgun gözükmesi sağlanıyor," diye de belirtiyor.

5- Aksesuar kullanın Rengarenk bir saç bandı ya da şirin tokalar, fazla kısa kesilmiş kakül gibi problemleri gizlemenize yardımcı olacaktır. "En kötü kesimlerin bile kamufle edilecek bir yolu vardır," diyor Rhys.

6 Ekim 2008 Pazartesi

Ramazan Sonrası Sağlıklı Beslenme Uyarısı

REFİK SAYDAM HIFZISSIHHA MERKEZİ BAŞKANI ERTEK: -''RAMAZAN SONRASI METABOLİZMANIN OLUMSUZ ETKİLENMEMESİ İÇİN GÜNE DENGELİ BİR KAHVALTIYLA BAŞLAMALI, BAYRAM ZİYARETLERİNDE AŞIRI TATLI VE ÇİKOLATADAN KAÇINILMALI, ARA ÖĞÜNLERDE MEYVE GİBİ YİYECEKLER TERCİH EDİLMELİDİR'' -''AZ VE SIK YEME ALIŞKANLIĞI KAZANILIRSA, VÜCUT KISA ZAMANDA YENİ DURUMA ADAPTE OLABİLİR''

Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi (RSHM) Başkanı Doç. Dr. Mustafa Ertek, ramazan sonrası metabolizmanın olumsuz etkilenmemesi için güne dengeli bir kahvaltıyla başlanılması, bayram ziyaretlerinde aşırı tatlı ve çikolatadan kaçınılması ve ara öğünlerde meyve gibi yiyeceklerin tercih edilmesi gerektiğini belirtti.
Doç. Dr. Ertek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ramazan ayı boyunca oruç tutanların metabolizmalarında birtakım değişiklikler meydana gelmesinin kaçınılmaz olduğunu ifade ederek, ''Normalde kandaki şeker miktarı ile salgılanan insülin hormonu miktarı dengelidir. Ramazan ayındaki gibi belli aralıklarla beslenilir ve fazla miktarda şeker ve şeker oluşturan besinler alınırsa, salgılanan insülin yetmeyebilir. Bu durumda halsizlik, baş dönmesi, bulantı ve kusma görülebilir'' diye konuştu.
Normal beslenme düzenine geçildikten sonra dikkat edilmesi gereken hususlara dikkati çeken Ertek, ''Ramazan sonrası metabolizmanın olumsuz etkilenmemesi için güne dengeli bir kahvaltıyla başlanılmalı, bayram ziyaretlerinde aşırı tatlı ve çikolatadan kaçınılmalı, ara öğünlerde meyve gibi yiyecekler tercih edilmelidir'' uyarısında bulundu.
Gün boyunca bol sıvı alınarak vücudun sıvı dengesinin kontrolünün sağlanmasının önemli olduğuna işaret eden Ertek, ana öğünlerin hafif ve dengeli seçilmesi, aralarda da mutlaka meyve ve sıvı alınması gerektiğini bildirdi.
Ertek, ''Sindirim sisteminde problemler yaşanabileceği için mide birdenbire doldurulmamalıdır. Az ve sık yeme alışkanlığı kazanılırsa, vücut kısa zamanda yeni duruma adapte olabilir'' şeklinde konuştu.

-''SÜTLÜ TATLILARI TERCİH EDİN''-

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünden yapılan açıklamada ise bayram ve sonrasında sağlıklı beslenme için şu önerilerde bulunuldu:
-Yaşamın her döneminde yeterli ve dengeli beslenme, sağlığın korunması için esastır. Bu nedenle 4 besin grubundaki çeşitli besinler en az 3 ana ve 2 ara öğünde yeterli miktarda alınmalıdır. Süt grubundaki süt, yoğurt; et grubundaki et, tavuk, yumurta, peynir, kuru baklagiller; sebze, meyve ve tahıl grubuna giren ekmek, bulgur, makarna, pirinç gibi besinlerin her öğünde yeterli miktarda tüketilmesi gerekir.
-Hafif bir kahvaltı ile güne başlanılmalı ve gün boyu öğün atlanmamalıdır.
-Besinler iyi çiğnenmeli, yavaş yavaş, azar azar ve sık yenilmelidir.
-Ramazan bayramı boyunca tatlı, çikolata tüketimine dikkat edilmeli, çevrenin ısrarcı tutumlarından ve aşırı yeme eğiliminden mümkün olduğunca uzak kalınmalıdır. Hamurlu, şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmelidir.
-Bayram ve sonrasında sıvı alımı artırılmalı, günde yaklaşık 1,5-2 litre su içilmeli, sıvı tüketimini artırmak amacıyla öğünlere ayran, komposto gibi sıvı gıdalar eklenmelidir.
-Ramazan ayı süresince oruç nedeniyle yaşanan kabızlık gibi bazı sindirim sistemi rahatsızlıklarının önlenmesi açısından, mevsiminde bol sebze ve meyve tüketimi önemlidir. Yetişkinlerin imkanlar dahilinde günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketmeleri önerilmektedir.
-Şeker, kalp ve yüksek tansiyon hastaları ile kronik hastaların, sürdürdükleri diyete bayram süresince de özen göstermeleri önemlidir. Ayrıca, 0-12 yaş grubu bebek ve çocukların, büyüme ve gelişime katkısı olmayan, boş kalori kaynağı şeker ve şekerli besinlerden uzak tutulmaları, bu tür besinlerin tüketiminden sonra diş temizliğine özen gösterilmesi gerekir.
-Özellikle yaşlı ve tansiyon hastalarının gün boyu kahve ve çay tüketimine dikkat etmeleri, bitki çaylarını tercih etmeleri, günde 2 fincandan fazla kahve tüketmekten kaçınmaları gerekir.
-Sahur yemekleri, ramazan sonrasında gece yemekleri şeklinde sürdürülmemeli, gece öğününde meyve, yoğurt gibi besinler tüketilmelidir.
-Şeker ve şekerli ürünleri satın alırken Tarım ve Köyişleri Bakanlığından izinli olmasına, son kullanma tarihi geçmemiş ve ambalajı bozulmamış olmasına dikkat edilmelidir.
-Her gün düzenli yapılan fiziksel aktivite, beden ve zihin sağlığını olumlu yönde etkilediği için, oruç nedeniyle azalan metabolizma hızının artmasına da imkan sağlar. Bu nedenle ''yaşam stili aktiviteleri'' denilen yürüyüş, bahçe ile uğraşma, araba yıkama, bisiklete binme, merdiven çıkma gibi aktivitelerle aktif bir yaşama başlamaya karar verilmeli, düzenli aktivite yaşamın bir parçası haline getirilmelidir.

Cildinize doğal kış bakımı

Kış aylarında cilt ekstra bir bakım istiyor. Soğuk ve rüzgârlı hava cildin kurumasına yol açarken, kapalı mekânlardaki kirli hava ise cildin gözeneklerini kapatarak, nefes almasını engelliyor. Cilt, mat bir görünüm kazanıyor ve olumsuz dış etkenlere karşı mücadele edemiyor. Yaşlanma etkileri artarak kırışıklıklara davetiye çıkarıyor.
Kış aylarında cildinize özen göstermelisiniz. Çünkü cildin yaşlanmasının nedeni yaşın yanı sıra dengesiz beslenme ve olumsuz dış etkenler.



Balık, ceviz, soya, su...
Cildin yaşlanmasını önlemek için öncelikle beslenme alışkanlığınızın balık, sebze ve su ağırlıklı olmasına dikkat etmelisiniz. Günde en az 1.5 litre su için. Bunun yanı sıra E ve C vitaminli meyve ve sebze sularını bol bol içebilirsiniz. Cildin dış etkenlere karşı savunma gücünü artıran balığı haftada üç kez yemeye özen gösterin. Posalı yiyeceklerle (soya, fasulye, bezelye gibi) cildinizin yaşlanmasını durdurun. Soya, içeriğindeki doğal östrojen sayesinde cildin her dem genç kalmasını sağlıyor. Omega 6 içeren ceviz, fındık, badem ve ay çekirdeği cildi nemlendirip besliyor ve yaşlanmayı geciktiriyor.
Konserve yiyecek ve şarküteri ürünlerinden uzak durun. Sigara içmeyin.
Bu arada kil, bal ve sirkeyi kış güzelliğiniz için mutfağınızdan eksik etmeyin. Kili baharatçıdan ya da doğal ürünler satan dükkânlardan temin edebilirsiniz.

SİRKE İLE GÜZELLİK KÜRÜ
Sirke, cildin dış yüzeyini ölü hücrelerden arındırıp elastiki liflerin üretimini artırıyor. Soğuk hava nedeniyle yıpranan cilde esneklik ve yumuşaklık kazandırıyor. 30'lu yaşlardan sonra cilt hücrelerinde yenilenme işlevi yavaşlamaya başlıyor ve cilt, elastikiyetini kaybedip kırışıklıklara davetiye çıkarıyor.


Derinlemesine temizlik
7-8 damla sirkeyi yarım çay bardağı tatlı badem yağı veya zeytinyağına ilave edip karıştırın. Akşamları yatmadan önce 1 ay boyunca haftada birkaç kez cildinize sürün. Antioksidan etkili bu sirkeli karışım hücreleri koruyor.




Aknelere karşı tonik
Küçük bir şişeyi gül yapraklarıyla doldurun. Üzerini örtecek kadar sıcak su doldurun. Ağzını kapatıp 2 gün bekletin. Süzüp 1 kahve fincanı sirke ilave edip karıştırın. Bir parça pamuğu karışıma batırıp cildinize yedirerek sürün. Kuruyuncaya kadar birkaç dakika bekleyin. Ilık suyla durulayın.

KİL İLE GÜZELLİK KÜRÜ
Kış aylarında cildinizi haftada bir uygulayacağınız besleyici killi maskelerle koruyun. Kil, cilt kızarıklığını giderip cilde pürüzsüzlük kazandırıyor

Besleyici maske
Kil zengin içeriği ile cildi besliyor. Kil maskesi için 1 avuç kili 2 çorba kaşığı ılık su ve birkaç damla zeytinyağı ile sulandırıp, göz çevresi hariç tüm yüzünüze ve boynunuza sürün. Eğer cildiniz yağlı ise karışıma birkaç damla limon suyu ilave edin. Eğer kuru ise bir tatlı kaşığı bal ekleyip karıştırın. 5 dakika bekleyip ılık su ile durulayın.




Kırışıklıkları önleme veya azaltma
Papatya ve adaçayı özü ile zenginleştirilmiş kil maskesini göz çevresi hariç temizlenmiş cildinize sürün. 10-15 dakika bekletip ılık su ile yıkayın. Cildinize nemlendirici krem sürün.




Kahverengi cilt lekeleri ve kızarıklıkları hafifletme
Cilt lekelerini gidermek için kil maskesi etkili bir yöntem. Ancak bu kez maskeye yabanmersini püresi ilave etmelisiniz.




Ölü hücreleri arındırma
Özellikle beyaz kil ciltteki ölü hücreleri arındırıcı özellikler içeriyor. Beyaz kili biraz su ile yumuşatıp koyu bir krem kıvamına gelinceye kadar karıştırın. Göz çevresi hariç yüzünüze ve boynunuza sürüp 10 dakika bekledikten sonra ılık su ile yıkayın. Yumuşak bir havlu ile tampon yaparak kurulayın.




Sivilceleri temizleme
Sivilceleri sıkmayın, kurumasını bekleyin. Beyaz kil maskesine 2 damla limon suyu ve 2 damla zeytinyağı ekleyip karıştırın. Akşam yatmadan önce pamuklu kulak çubuğunu karışıma batırıp sivilcelerin üzerine hafif bastırarak maskeyi yedirin. Bir süre bekleyip cildinizi yıkayın.

BAL İLE GÜZELLİK KÜRÜ
Bal, cilde yumuşaklık ve parlaklık veriyor. Cildiniz yorgun görünüyorsa tazelemek için bal ile bir güzellik kremi hazırlayabilirsiniz.

Yumuşacık kadifemsi bir cilt için
Göz çevresi hariç tüm yüzünüze ve boynunuza bal sürüp 10 dakika bekleyin. Ilık suyla durulayıp havlu ile kurulayın.




Cildi canlandırma
1 çorba kaşığı balı rendelenmiş 1 elma ve ezilmiş 1 muzla karıştırıp göz çevresi hariç tüm yüzünüze ve boynunuza sürün.
15-20 dakika bekledikten sonra ılık suyla durulayın ve havlu ile kurulayın.




Kırışıklıklara karşı
1 çorba kaşığı limon suyu, 2 çorba kaşığı bal ve 2 çorba kaşığı suyu bir kapta krem kıvamına gelinceye kadar karıştırın. Göz çevresi hariç tüm yüzünüze sürün. Ilık suyla yıkayıp kurulayın.




Cildi sıkılaştırma
1 yumurta sarısı, 1 tatlı kaşığı badem yağı (sızma zeytinyağı da olabilir), 1 çorba kaşığı bal ve mercimek büyüklüğünde tereyağını bir kaba alıp krem kıvamına gelinceye kadar karıştırın. Göz çevresi hariç tüm yüzünüze ve boynunuza sürüp 5-10 dakika bekleyin.
Ilık suyla yıkayıp durulayın ve ılık havlu ile tampon yaparak kurulayın.




Ergenlik sivilcelerine karşı
1 kahve fincanı bal, 1 poşet yeşil çay ve 1 ampul C vitaminini robotta krem haline gelinceye kadar ezin. Göz çevresi hariç tüm yüzünüze dairesel hareketlerle masaj yaparak yedirin. Ilık suyla yıkayıp havlu ile tampon yaparak kurulayın.




Cildi besleyici ve gençleştirici maske
2 çorba kaşığı bal ile 2 çorba kaşığı pirinç ununu karıştırın. Ayrı bir yerde kar halinde çırpılmış yumurta akını ilave edip karıştırın. Maskeyi göz çevresi hariç tüm yüz ve boynunuza sürüp 10 dakika bekletin. Ilık suyla durulayıp kurulayın.