BİR DÜNYADIR KADINLAR; GÖZLERİYLE GÜLEN, KALPLERİYLE KONUŞAN, BAKIŞLARIYLA BÜYÜLEYEN...KADINLARIN BU GİZEMLİ DÜNYASINI KEŞFETMEYE VE KENDİNİZİ DAHA İYİ ANLAMAYA NE DERSİNİZ???HER ŞEY SİZİN İÇİN...

5 Ocak 2009 Pazartesi

Moda Terimleri Sözlüğü

Androgyn: (Androjen) İlk kez 80'lerde Annie Lennox ve David Bowie gibi isimlerin öncülük ettiği bu trendin ardından tasarımcılar maskülen ve feminen detayları koleksiyonlarında bir araya getirmeye başladılar. Androjen stil, erkek ve kadın modasından aynı kesimlerin, kumaşların ve detayların kullanımıyla oluşuyor.

Animal Print: Moda safarisine çıkmaya hazır mısınız? Leopar desen ya da kaplan desenli üstler, aksesuarlar, çantalar...

Baguette Bag: En önemli şeylerin sığabileceği uzun, küçük, dar çanta. Askısı da omuza asılabilecek kadar uzun. Böylelikle çanta kolun altına sıkıştırılabiliyor. Tıpkı bir Fransızın bagetini kolunun altında taşıdığı gibi...

Bourgeoise Bohemian: Hippi ve Yuppi karışımı. İdealist düşünen ancak materyalist yaşayan insanlar topluluğu. Örneğin; çevre bilinci olmaksızın sadece doğal ürünlerin satıldığı marketlerden alışveriş yaparlar, üçüncü dünya ülkelerinde üretilmiş jean'ler giyerler. Onlarınki günlük bir protestodan öte gitmez. Moda dünyasında ise "bourgeoise bohemian"ler imkansız kıyafetleri kendi stilleri doğrultusunda birbirleriyle kombinlerler. Kate Moss ve Sienna Miller gibi 'it-girl'ler bu akımı temsil eden iki isim olarak öne çıkıyor.

Cool Chic: Şıklık ve feminenliğin karışımı bu tarzı oluşturuyor. Bele oturan ceket, vücut hatlarını ortaya çıkaran kalem etek kombinasyonu beyaz bluz ve yüksek topuklu ayakkabılarla tamamlanıyor. Kaşmir, ipek, flanel gibi materyaller tarzı lüks bir görüntüye kavuşturuyor. Stile uygun aksesuarlar ise inci ya da sade altın takılar.

Dandy-Look: Maskülen ve feminenin birlikte oynadıkları bir oyun bu. Erkek pantolonları, ceketler, küçük yelekler, büyük erkek gömlekleri, şapkalar ve erkek ayakkabıları gibi detaylar erkek gardırobundan ödünç alınan parçalar arasında. Bırakın, kendi içinde uyumlu parçalar birbirleriyle oyun oynasın. Örneğin, şık bir bluzun içine giyilen dantel bir iç çamaşırı, pantolonun altına giyilen yüksek topuklar ya da ceketle kombinlenen kalem etekler.

Empire-Stil: Bel oyuntusu yerine göğsün altında sonlanan robası ve vurgulanan dekoltesiyle Fransız İhtilali sonrası dönemin elbise modeli. "Empire", Napolyon'un imparatorluk dönemi anlamına geliyor. Empire tarzındaki elbiseler, romantik ve feminen görünümleriyle kış sezonunun da gözde parçaları arasında yer alıyor.

Full Skirt: Kloş eteğin İngilizcesi. Bele oturan, aşağıya doğru genişleyen diz boyunda etek. Çoğunlukla pilili tercih edildiğinde çan etek formuna dönüşüyor. 50'li yıllarda bu feminen etek özellikle tarlatanın üzerine giyiliyordu.

It-Jeans: It-Jeans, Gwyneth Paltrow, Sienna Miller ve Kate Moss gibi yıldızların giydiği jean pantolonlara verilen isim. It-Jeans, aynı zamanda bir Amerikan rahatlığı sunarken, her kıyafete "cool" bir ihtişam katıyor.

Jabot: Bluz ve elbiselerin dantel ya da volanla süslendiği şık kumaş. İlk kez 17. yüzyılda Fransız erkek giyiminden esinlenilen bu tarz günümüzde en çok Louis Vuitton markası tarafından bizlere sunuluyor.

Lady Chic: Seksapel, klasik kesimler ve yüksek kalitede materyallerle buluşuyor; kaşmir twinset'ler, ton sür ton ya da leopar desenli kalem etekler ve bluzlar, onlara uygun ayakkabı ve çanta. Tüm bunlara ek olarak bu tarz inci ve altın takılarla ve modern taranmış saçlarla Catherine Deneuve havasında lüks bir kadın portresi çiziyor.

Manolo Blahnik: Nefes kesen feminen yüksek topukları ve yarattığı bir eşi daha bulunmayan stiletto topuklarıyla 1971'den bu yana mükemmel kalitede el yapımı ayakkabılar üretiyor. Blahnik'e göre onun tasarladığı ayakkabılar "her zaman daha fantastik görünmek isteyen" kadınlara hitap ediyor. Manololar ise zengin, moda bilinci olan kadınlar için vazgeçilmez bir "it" parçası. "Sex and the City" dizisinin de Manolo'ların daha fazla kadın tarafından tanınmasında önemli bir yeri olduğunu hatırlatmakta fayda var.

Op-Art-desen: Op-Art, "Optical Art'ın kısaltılmış hali. 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren farklı bir yön çizen bir sanat dalının adı. Keskin geometrik desen, üç boyutlu olabilme ya da hareket ettiğinde gözü yanıltma etkisiyle öne çıkıyor.

Pencil Skirt: Dar silüetli, dize doğru giderek daralan diz boyunda etek. Hareket serbestisini yarı yarıya azaltmasına rağmen, kalem etek vücut hatlarını vurguluyor, çocuksu figürlere ise feminen yuvarlaklıklar sağlıyor. Kesinlikle çok şık bir görüntü sergiliyor ve mutlaka altına yüksek topuklu ayakkabı giymek gerekiyor.

Redingota: Bel kısmı dikişsiz, vücuda oturan, eteklere doğru genişleyerek çan etek formuna bürünen manto.

Seamless: "Dikişsiz" kelimesinin ingilizce versiyonu. Özellikle dikiş izi olmayan iç çamaşırlarında şu sıralar oldukça gözde. Dikişsiz sutyenler de kadınlar tarafından tercih ediliyor. Dikiş izi olmaması giyilen pantolonun ya da eteğin altındaki nahoş görüntüleri önlüyor.

Trenchcoat: Beli kalın deri kemerle ya da kendi kuşağıyla sıkıca bağlanan çoğunlukla doğal tonlardaki modellerinin tercih edildiği her mevsim giyilen pardösü. Diğer detaylar arasında kapüşon, eğik yan cepler, fermuar ve geniş kolları sayabiliriz. Burberry modelleri ise artık klasikleşmiş durumda.

Used-Look: "Kullanılmış görünüm"ün İngilizce versiyonu. Bu tanımlamayla yeni satın alınmış ancak uzun zamandır kullanılmış ve yıpranmış görüntüsü veren giyim parçaları kastediliyor.

Vintage: Geçmiş döneme ait tek ve özel parça ya da koleksiyonlara verilen isim. Christian Dior’un 40’lardaki New Look’u, Pucci’nin 60’lardaki baskıları, YSL’nin 80’lerdeki takımları gibi...

Volant: Farklı genişlikte yuvarlak kesilmiş kollara, etek uçlarına ya da koltukaltlarına eklenen kumaş parçaları. Bu kesim sayesinde volan çan formu kazanıyor. Daha çok feminen ve romantik stillerde tercih ediliyor.

Wedge: İngilizce; dolgu topuk. Tahta, mantar ya da hasır versiyonları özellikle 50'lerin ve 70'lerin modasına, hippi ve folkrorik tarzlara uygun.

Hiç yorum yok: