BİR DÜNYADIR KADINLAR; GÖZLERİYLE GÜLEN, KALPLERİYLE KONUŞAN, BAKIŞLARIYLA BÜYÜLEYEN...KADINLARIN BU GİZEMLİ DÜNYASINI KEŞFETMEYE VE KENDİNİZİ DAHA İYİ ANLAMAYA NE DERSİNİZ???HER ŞEY SİZİN İÇİN...

30 Haziran 2008 Pazartesi

Yaz modası çok renkli

Markalar gençlere yönelik koleksiyonlarında canlı renklere, mini şort ve eteklere işlemeli jean kumaşlara yer veriyor.

Bu sezon gençlere yönelik tasarımlarda eğlence teması ön planda. Koleksiyonlar hem çocuksu hem fenimen hem de spor. Kısacık etek ve şortların altına platform ayakkabılar giyiliyor.Belleri yüksek jean'leri kalın örgü kemerler süslüyor. Tahta Afrika stili bilezikler de en az kıyafetler kadar ön planda.Giyimde sınır yok, hemen herşey kombileniyor; şık diye nitelendirebileceğiniz bir eteğin üzerine spor bir mont, spor bir pantolonun altına da dore topuklu ayakkabılar giyebilirsiniz.

Kapriler bu yazın vazgeçilmezi

Kapriler bu yaz hem bayan, hem erkek koleksiyonlarının gözdesi, Kaprileri tişörtlerle yada kısa montlarla birarada kullanabilirsiniz.

Pırıltılı işlemeler

Koleksiyonlarda uçuşan canlı renklerde kumaşların üzereini dore payetler, jean etek ve pantolonları işe enkli işlemeler süslüyor. Etnik detaylar ağırlıkta ve kemerler giysilerin vazgeçilmez parçası.

Ayakkabılar renklendi

Ayakkabılar bu yaz klasik renklerin dışında mor, yeşil, turuncu, sarı ve mavi gibi canlı renklerde tasarlanmış.

Keten şapkalar

Şapka önemli bir yaz aksesuarı. Birçok marka renkli keten ve pamuklu kumaştan şapkalarını büyük tokalar ve gizli kumaşlarla süslüyor.

Hasır topuklar yaza damgasını vuracak

Şortlar bu yaz herzamankinden dahja kısa. Mini şortları askılı bluzlarla ve spor ceketlerle giyebilirsiniz.Kıyafetinizi platform topuklu ayakkabılarla tamamlayabilirsiniz. Hasır topuklar ise bu yaza damgasını vuracak gibi.

Jean yine çok gözde

Jean her sezon olduğu gibi bu sezonda çok moda. Markalar koleksiyonlarında jean eteklere, elbiselere ve ceketlere yer veriyor. Kısa ve uzun kollu jean elbiseler ince kemerlerle tamamlanıyor.

Mükemmel parti elbisesi

Yılbaşı gecesi gideceğiniz partide sizin dışınızda pek çok başka güzel kadın da olacak. Peki onların arasından nasıl sıyrılırsınız? Sizin vücudunuza en uygun parti elbisesi nasıl olmalı? Yılbaşı gecesine fazla bir şey kalmadı. Eğer televizyon başında dansöz bekleyip, mandalina soymayı planlamıyorsanız, gideceğiniz partiye uygun bir kıyafet almanız şart. Tabii elbiseyi alırken amacınız üzerinizde en mükemmel duran ve sizi en yakışan elbiseyi almak olduğuna göre; vücudunuzun en güzel kısmını açığa çıkaran bir elbise almak yapacağınız en iyi şey olacaktır. Peki bunu nasıl yapacaksınız? İşte bazı öneriler...

Eğer vücudunuzun en güzel yeri omuzlarınız ya da kollarınızsa...
O zaman düz kesimli ve straples ya da, ince askılı bir elbise alın. Bu seçeneği beğenmedinizse, alternatif çözüm şu olabilir: Üzeri taşı ya da pullu ya da en azından parlak olan veya parlak giysilerden hoşlanmıyorsanız ipek ya da saten gibi yumuşak bir kumaştan, tek omzunuzu kapatıp diğerini açık bırakan bir bluz satın alıp, bunu dökümlü bir pantolonla kombinleyin. Vatkalı giysilerden uzak durun, ne de olsa onlara ihtiyacınız yok!

Eğer vücudunuzun en güzel yeri bacaklarınızsa...
O zaman su aralar pek moda olan uzun kollu bir mini elbise ile ten rengi çoraplar ve ince bantlı açık, topuklu ayakkabılar giyin; ya da diz hizasına gelen, kabarık kloş eteği olan 50'ler tarzı bir elbise giyin. Böyle bir elbise giydiğiniz takdirde, altına düz ayakkabı giymekten kaçının; çünkü topuklu ayakkabılar, zaten güzel olan bacakların çok daha dayanılmaz
görünmelerini sağlar!

Eğer vücudunuzun en güzel yeri göğüs dekoltenizse...
O zaman ya bir elbise, ya da derin V yakalı bir kazak giyin. Bir diğer alternatif de anvelop elbiseler, ya da anvelop üstler olabilir. Bunlar göğüs dekoltesini sergilemek için birebirdir. Balıkçı yaka, boynunuzu saran giysilerdense kaçının; çünkü bunlar gğsünüzü yuvarlak ve hoş değil, kilolu gösterir. Gene ince askılı üstler de yeterince iyi destek sağlamadıklarından,
pek iyi bir seçenek sayılmazlar.

Eğer vücut hatlarınız kıvrımlıysa...
O zaman belinizde daralıp onu saran bir elbise ya da, yüksek belli bir pantolonla, bel kıvrımını gözler önüne seren ve üzerinize oturan bir kazak giyin. Çok ince kumaştan yapılmış ve robadan elbiselerle kısa kollu üstlerden uzak durun. Bunların hepsi sizi kilolu gösterir.

Zayıflamanızı kolaylaştıracak çözümler

Kendinizi iyi hissettiğiniz kiloyu arzulamanız çok normal ama en son ne zaman o kiloda kaldınız ve bu kiloyu uzun süre koruyabildiniz mi? Bu soruların cevabı önemlidir.


En iddiasız miktarda kilo kaybı bile sağlık açısından büyük yarar sağlayabilir. Yüksek tansiyon, diyabet, yüksek kolesterol, uyku bozuklukları ve birçok tıbbi sorun, en iddiasız kilo kaybıyla bile düzelme göstermiştir. Bu gerçek her şeyi değiştirir. Hemen herkes kendini daha iyi hissettiği ve sağlık sorunları riskini azalttığı daha sağlıklı bir kiloya ulaşmayı başarabilir.

Kilo verirken başarıya giden 3 önemli nokta:

Hedef
Yöntem
Motivasyon

Hedeflerinizi belirleyin

Hedefler her zaman için planlı bir şekilde diyetinize uymanıza yardımcı olur. Ulaşmak istedikleriniz için detaylı bir şekilde plan yapmak başarınızın bir kısmını oluşturacaktır. Örneğin 10 kg verebilmek için kendinize 3 ay süre koyun. Zamanlama için bir tablo hazırlayın ve her hafta alışveriş stratejilerinizi, yaptığınız egzersizleri ve ileriye dönüp planlarınızı listeleyin. Bunlar motivasyonunuzu artıracak ve gerçekleştirilebilirliği yükseltecektir.

Başarınızı HAYAL EDİN

Genelde atletler elde edecekleri başarılarının her safhasını zihinlerinde prova ederler ve bu küçük zihin oyunu kişinin kendisini bu başarıya ulaşabileceğini hissetmesini sağlar. Aynı şekilde, siz de kendi hedeflerinizin gerçekleşmiş olduğunu, senaryoyu gözünüzde canlandırın. Örneğin akşam yemeği için doğru seçimler yaptığınızı gözünüzde canlandırabilirsiniz veya akşam bir davette önünüze gelen çikolatalı sufleyi yemek yerine sabah tartıda göreceğiniz hafiflemiş kilonuzu düşünün. Aklınıza geldikçe bu senaryoları tekrarlayın

Kendinizi SABOTE etmeyin

Birçok kez aslında farkında olmadan kendimize yeteri kadar güvenmediğimiz ve asla kilo veremeyeceğimizi düşündüğümüz için diyetimizi sabote ederiz. Kendinizi bu tarz düşünceler içinde yakalarsanız hemen bunu olumlu sözler ile yer değiştirmeye çalışın. Örneğin; ‘İstediğim kadar kilo veremedim fakat bunu değiştirebilirim. Şu andan itibaren kendime haftada 3 kez olacak şekilde egzersiz planı hazırlayacağım.’ diyebilirsiniz. Sağlıklı beslenmeye başlamak için hiçbir zaman geç değildir genelde diyete başlamak için ayın ilk günü veya haftanın ilk günü beklenir hiç gerek yok karar verdiğiniz anda değişime başlayın.

Kendi kendinizin KOÇU olun

Bazı insanlar kendilerini küçük görmenin alçakgönüllülük olduğuna inanırlar. Fakat siz arkadaşlarınızı şişman ya da çirkin diye çağırır mısınız? Aynı saygıyı sizde görmek istersiniz değil mi? Bu nedenle kendi kendinizin en yakın arkadaşı olmayı deneyin. Aksaklıkları kafanıza takmamaya çalışın ve ilerleyişinizi kutlayın. Bunun en iyi yollarından birisi ise hayatınızın tüm alanlarında sahip olduğunuz kişisel, profesyonel ve fiziksel becerilerinizi listelemeniz olacaktır. Bugünden itibaren yaptığınız tüm doğru şeyleri not alın. Doğruların büyük bir hızla artması sizi şaşırtacak.

Kendinize GÜVENin

Kendinize olan güveniniz hakkında tereddüt mü ediyorsunuz? Bunun bir yolu da kendinize olan inancınızı olumlu cümleler ile desteklemektir; basit, kendinizi onaylayıcı ifadeleri her gün tekrarlamaya çalışın size destek olabileceğini düşündüğünüz arkadaşlarınıza bunu açıkça paylaşın. Sizi iyi tanıyan birilerinin önceki başarılarınızı hatırlatması kendiniz için güven tazelemeye yardımcı olabilir.

Battı balık yan gider demeyin

Ya hep ya da hiç şeklinde düşünmemeye çalışın, örneğin sırf bir öğünde fazla yediniz diye diyetinizi mahvettiğinizi düşünmeyin. Kendinize karşı daha nazik olun ve yaşanan aksilikleri, öğrenmek için bir fırsat olarak görmeye çalışın.

Hedeflerinizin peşinden gidin
Kilo kaybetmekle ilgili hedeflerinize ulaşacağınıza dair olan inanç çok önemlidir. Fakat bunu aynı zamanda beslenmede davranış değişiklikleri yaparak ve fiziksel aktiviteyi artırarak gerçekleştirmelisiniz de. Kendinizi sadece incecik olarak düşünemezsiniz ama beklentilerinizi etkin kılmak için kendinizi doğru ruh durumu içerisinde düşünebilirsiniz.

23 Haziran 2008 Pazartesi

Yaz Makyajı

Yaz mevsimlerin en sıcağı.. en verimlisi.. en bereketlisi. Güneş ve açık gökyüzü. Katmer katmer güller. Gün ışığı içmiş şeftaliler, erikler, kayısılar, dutlar.. Ekin tarlaları.. Hayat fışkırıyor her yandan.İşte yaz kadını da en olgun, en görkemli, en albenili güzelliği bu mevsimde yaşar, yaşatır. Sağlıklı, taze, güneşle kucaklaşmış görüntüsü ile kadın tüm
renkleri içerir.

İşte size Yaz Kadın´ının makyajı:

1.
Güneşte daha fazla zaman harcayacağınız için makyaj ve cilt bakımınızı buna göre uyarlayın. Ayrıca mutlaka güneş koruma kremleri kullanın. Her zaman olduğu gibi, güzel bir makyajın ilk adımı temiz ve iyi nemlendirilmiş bir cilttir.
İşte size makyaja başlamadan önce yapmanız gerekenler konusunda birkaç ipucu:

Cildiniz yağlıysa, yaz aylarında (yüksek nem oranı nedeniyle) daha da yağlanacağından jel temizleyiciler kullanın.

Cildiniz normal ise, rutin olarak kullanılan temizleme ürünleri yeterlidir. Güneş koruması içeren bir nemlendirici kullanın.

Nemini yitirmiş veya kuru cildiniz varsa, cildinizi iyice temizleyin ve cilt tipinize uygun ürünlerle iyice nemlendirin.

Göz çevresindeki hassas bölgeyi yeterince nemli tutmak için göz kreminizi gece ve gündüz kullanın.

2.
Yaz ayları boyunca, hafif bir makyaj uygulaması taze görünümünüzü korumanıza yardımcı olacaktır. Başlamadan önce, kapatıcınızın pürüzsüz olarak uygulanabilmesini temin etmek için göz altlarınıza göz kremini parmaklarınızın ucuyla uygulayın.

Kapatıcı ile devam edin ve kapatıcı fırçasıyla aşağıdaki tonlardan birini kullanarak kaş çizginize kadar ulaşın. Gözlerin iç köşelerini sakın unutmayın, bu bölgeler gölgelerin en derin olduğu bölgelerdir.

Kapatıcınıza uyumlu bir pudra ve fırçasıyla kapatıcınızı sürün.

Daha sonra cilt tipinize ve ihtiyaçlarına uygun formülde, cilt renginize uyumlu olan fondöteninizi sürün. Yağlı ciltleri güneşten korumak için olduğu gibi aşırı derecede kuru olan ciltler için de özel fondötenler kullanılabilir. Pudrayla fondöteninizin de iyice oturmasını sağlayın. Pudrayı süngerle uygulayın ve ardından fazlalıkları fırçayla yok edin.

Kaşlarınızı uygun tonda göz farıyla doldurarak başlayın. Bu işlemden sonra kaşlarınızı kaş şekillendiricisiyle düzeltin. Daha sonra göz bölgesine kaş çizgisinden kirpik dibine kadar kemik rengi gölge uygulayın.

Göz kapağına far fırçasıyla far uygulayarak devam edin . Alt kirpik çizginizi belirginleştirmek için eyeliner fırçasıyla koyu far sürün.

Bundan sonra granit veya siyah renk eyeliner ile üst göz kapağınızın hattını ince eyeliner fırçasıyla belirginleştirin.

Ve son adım: kirpiklerinize iki kat rimel sürün.

3.
Her birimiz sağlıklı ve yanık bir yaz tenine sahip olmayı istesek de, güneş tehlikeli bir oyun! Cildin sağlığını korumak her şeyin üstünde tutulan bir öncelik olmalı. Kullandığınız kozmetik ürünlerinin koruma faktörlü (SPF) olmasına özen gösterin.

Tehlikesiz bir şekilde bronz ve güzel bir cilt görünümü için, güneşin yüzünüze doğal olarak geldiği bölgelere (yanaklar, alın, burun ve çene) doğru tonda bronzlaşma pudrasını fırçasıyla sürün.

Sonra gülümseyerek elmacık kemiklerinizden başlayarak yukarı saç diplerinize doğru allık fırçasıyla yumuşak tonda pembe allık uygulayın.

Eğer doğal halinizde bronz görünen bir tene sahipseniz bronzlaşma pudrası ve allık işlemini tamamen atlayın.

4.
Dudaklarınızı boyarken sadece görüntünüze değil, aynı zamanda dudaklarınızın ihtiyaçlarına da kulak verin. Kullanacağınız dudak boyasının rengi olduğu kadar dudaklarınızın beslemesini, nemlenmesini ve korunmasını da sağlayacak ürünler seçin.
Bunun için SPF bazlı, yani koruma faktörü içeren rujlar seçmeniz daha sağlıklı olur.

Yaz makyajınızı tamamlamak için dudaklarınızı ve sizi doğal gösterecek olan bir ruj kullanın. Bu ton size parlak ve sağlıklı bir görünüm kazandıracaktır. Dudaklarınızın daha belirgin olmasını isterseniz tonlarını da kullanabilirsiniz.

Kusursuz yaz için son işlem, parlatıcı olarak lipgloss ve kakao renkli dudak kalemiyle dudaklarınıza yapacağınız son dokunuş olacaktır.

Yazın Makyaj Yapmak

Yaz Makyajı ; Yazın sıcağına, nemine ve suya dayanıklı makyajın bazı teknikleri bulunmaktadır. Kalıcı bir makyaj istiyorsanız ilk adım doğru ürünü seçmek ve ürünleri doğru kullanmak olduğunu bilmelisiniz. Bayanlar sürekli bakımlı görünmek isterler.Ama yazın sıcak günlerinde makyaj yapmak zor olmakla birlikte marifet ister. Ter ve yazın sıcağı makyaj yapmayı hemen hemen imkansız hale getirmektedir. Dilediğiniz ürünü kullanamıyor, birkaç saat sonra ürünlerin bulaşma ve birikme ihtimalini göz önüne alarak tedirginlik yaşıyorsunuz. Karamsarlığa kapılmayın yaz aylarında da makyaj yapmanın bazı püf noktaları var. Her şeyden önce sıcağa, tere ve neme dayanıklı bir makyaj için doğru ürünleri seçmeniz ve seçtiğiniz bu ürünleri kullanmayı bilmeniz gerekir. Kullandığınız nemlendirici ve kapatıcı ürünlerin formüllerinin hafif ve yağsız yapıda olmasının çok önemli olduğunu unutmayın. Ağır ve yağlı bir baz ürünü makyajın sonucunu bir kabusa dönüştürebilir. İşte kusursuz bir yaz makyajının püf noktaları:

Makyajda uzun süreli etki

Yaz aylarında uzun soluklu bir makyaj için “waterproof” bir fondöten kullanmak şart. İnce yapıda, cildin gözeneklerini tıkamayan bu ürünlerin ağır renk pigmentleri içermemeleri, likit olması makyajın uzun soluklu olması açısından çok önemli. Cilt tonunuza yakın renkte seçilen fondöteni parmak uçlarınız yardımıyla cildinizin tüm bölgelerine eşit olarak dağıtmanız gerekiyor. Suya dayanıklı kapatıcılar, su bazlı formülleriyle kompakt veya likit olarak ikiye ayrılıyor.Bu ürünler güneş koruyucusuyla birlikte kullanılabiliyor.
Akşamları ise fondötenin üzerine cilde ışıltılı bir bronzluk veren pudraları uygulayabilirsiniz.

Gözyaşlarınıza dirençli renkler

Gözyaşlarına ya da sıcağa dayanıklı olması için göz makyajında krem bir far ve suya dayanıklı “waterproof” bir maskara kullanmalısınız.krem farlar, sıcağa dayanıklı olmalarının yanı sıra içerdikleri mikro parçacıklar sayesinde gözkapaklarında oluşan nemi de emme özelliğine sahipler.

Kalıcı Bir Ruj için

Günümüzde kadınlar tarafından en çok tercih edilen çıkmayan rujlar, dudaklarınızdan kolay kolay silinmiyor. Kalıcı bir dudak makyajı için nemlendirici ve besleyici özelliği bulunan ürünler tercih edilmelidir.

Ruju sürmeden önce dudaklara biraz kakao yağı sürebilirsiniz. Deniz kenarına giderken dudaklarınıza renk vermek istiyorsanız krem allığı hem dudaklara hem de elmacık kemiklerine uygulayarak yüzünüze canlılık kazandırabilirsiniz.

Estetik ameliyatlar ve yaz mevsimi

Yaz aylarına girerken bayanlarımızı yine estetik güzel görünme telaşı sardı
İlk olarak bel çevresindeki fazlalıklardan ‘liposuction’ ile kurtulmayı hedefleyen erkekler, yılllara meydan okuduklarını kanıtlamak için gözaltı torbalarını aldırıp, kırışıklıklardan kurtulmayı tercih ediyor. Rakamsal olarak kadınları yakalayamasalar da, ortak sorunlarına estetik salonlarında çare arayan Türk erkeklerinin en çok talep ettikleri yöntemleri Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Tuğrul Turan anlattı.

Erkekler yaza nasıl hazırlanıyor?

Erkekler sahillerde nasıl görüneceklerini ve yaz aylarının hareketli sosyal hayatı içinde nasıl yer alacaklarını göz önüne alarak yaza hazırlanır. Kış aylarının göreceli olarak daha sakin ve daha az hareketli dönemlerinde alınan fazla kilolar ile yaşlanmanın yüzlerinde ve vücutlarındaki kalıcı etkilerini yok etmek bu hazırlığın odak noktalarını oluşturur.

Estetik ameliyatı olacak kişiler çok hangi bölgelerden şikâyetçiler?

En çok karın bölgesindeki yağlanmalardan, ‘jinekomasti’ adı verilen kadınsı meme görünümünden, bir de yüzlerindeki, yaşlılığın göstergesi kırışıklıklardan şikâyetçi olurlar. Daha atletik, daha erkeksi, daha genç ve daha dinç görünme isteği ile en sık yüz gençleştirilmesini ve vücut hatlarının düzeltilmesini isterler.

Hangi operasyonları tercih ediyorlar?

Erkekler genelde burun estetiği ve saç ekimi talebiyle gelseler de, yaza yakın dönemde, önceliği vücut biçimlendirilmesi için yağ emme (liposuction) ve yüz gençleştirme için göz kapağı ameliyatları (blefaroplasti) ile yüz askılama (liftler) gibi işlemlere verirler.

Bu yazın estetik modası ne olacak ?

Çok büyük olasılıkla kısa sürede ve ameliyatsız olarak uygulanan yüz askılama yöntemleri olacaktır. Bu konuda ortaya çıkan teknik ilerlemeler; bölgesel anestezi ile 45 dakika gibi bir sürede, uzun süreli belirgin bir gençleşme ve güzelleşme etkisi yaratan ve hemen memnun edici sonuçlar veren bir verimlilik sağlıyor. Yine özellikle yaza girerken, bir-bir buçuk saatte tamamlanan meme büyütme ve meme askılama ameliyatlarının, kadınlar arasında her yaz olduğu gibi popülerliğini koruyacağını düşünüyorum.

Cilt yenileme işlemlerine karşı erkeklerin bakış açıları nedir ?

Cildin, özellikle yüz bölgesinin diri ve genç görünümü hem kadın hem de erkek için çok önemlidir. Çünkü o kişinin genç, dinç ve sağlıklı algılanmasında yüz cildi ilk göze çarpan unsurdur. Plazma enerjisi yöntemiyle cilt yenileme işlemine erkekler daha fazla rağbet gösteriyor. Daha önceki birçok yöntemin aksine, kişinin sosyal hayatını kesintiye uğratmadan yüzde gençleşme sağlayan bu yöntem, çevresel etkenlerle yıpranmış ve yaşlanmış yüzey üzerinde 40-50 dakika içinde, yara oluşmaksızın gerçekleştiriliyor.

Bu işlemlerin her biri ortalama ne kadar sürüyor?

Liposuction uygulanması, genellikle lokal anestezi ile bir-iki saatte yapılır. Uygulama süresi tabii ki ne kadar geniş bir alanda uygulandığına göre değişir. Yüzde uygulanan askılamalar da yine lokal anestezi altında bir saat gibi bir sürede tamamlanır ve kişi hemen eve gidebilir. Plazma enerjisi ile yüz cildinin gençleştirilmesi ise yaklaşık 40-50 dakikada yapılır. Burada bahsedilen jinekomasti (kadınsı meme) ve blefaroplasti (alt ve üst göz kapağı ameliyatları) çoğunlukla bir-bir buçuk saatlik bir genel anestezi altında uygulanır.

Kadınlarla erkeklerin talep sayısı eşitlendi mi?

Estetik cerrahi talep eden erkeklerin sayısında belirgin bir artış olmasına rağmen, henüz sayının eşitlendiği söylenemez.

Kadınlar bu dönemde hangi isteklerde bulunuyor?

Yaza girerken kadınlar da öncelikle vücut güzelliğine yönelik isteklerde bulunur. Liposuction ve meme estetiğine yönelik isteklerde belirgin artış yaşanır. Vücut biçiminin şekillenmesi, yaza girerken en çok istenen değişim oluyor. Bacak, bel, kalça ve tabii ki meme güzelliği çok daha ön plana çıkıyor. Bikiniler ve ince yaz giysilerinin yetersiz ya da zaman içinde bozulmuş vücut hatlarını ortaya koyacağının farkında olan kadınlar, daha çok yaz tatiline çıkmadan estetik merkezlerine gidiyor.

Asla vazgeçilemeyen ugyulamalar neler?
Kadınlarda asla vazgeçilemeyen iki konu, yüz ve meme güzelliğidir. Meme güzelliği, bir kadının kendini ‘kadınsı’ hissetmesinde en önemli unsur. Meme estetiği denildiğinde meme büyütme, meme askılama ve meme küçültme operasyonları akla gelir. Yüz güzelliğinin önemi ise çok daha aşikâr. Son yıllarda sadece yaşlanmış yüzlerde değil, güzel yüzlerde bile çok belirgin etkiler yaratabilen ve ‘beautification’ (güzelleştirme) adıyla anılan yeni yüz askılama yöntemleri, oldukça ilgi görüyor.

Yaz estetiği rehberi

Yaz estetiği rehberiFazla yağlarınızdan kurtuldunuz, yüzünüzü gerdirdiniz, göğüslerinizi dikleştirdiniz ve yazı mükemmel bir vücutla karşıladınız.

Peki bütün yazı estetik operasyonsuz mu geçireceksiniz? Tabii ki hayır! İşte size yaz boyunca yaptırabileceğiniz, izsiz tekniklerden oluşan birkaç estetik önerisi. Sezon açılıncaya kadar idare etmeniz için!

Estetik operasyonların yapılması için önerilen bazı dönemler vardır. Örneğin; nisanda meme, liposuction ve karın; ağustosta burun, yüz germe, yağ enjeksiyonu operasyonları yapılabilir. Peki ya yaz mevsimi? Kesinlikle mi bıçak altına yatamıyoruz yaz aylarında? Üzülmeyin! Sere serpe açılıp saçıldığımız sıcak havalarda nispeten hafif denebilecek izsiz operasyonlar yaptırmak mümkün. Zaten estetik cerrahideki gelişmelerin bütün amacı da hastaları hastanede yatırmadan daha çabuk evlerine yollamak. Yani günübirlik cerrahi, daha az izli ameliyatlar ve daha doğal sonuçlar elde etmek.

Cosmed Estetik Plastik Cerrahi Merkezinin sahibi Dr. Nazım Çerkeşe göre yaz aylarında estetik yapılmaz diye bir kural yok, sadece yapılan estetik operasyonların yoğunluğu değişiyor. Örneğin; yaz aylarında liposuction ameliyatlarında azalma olduğunu söyleyen Dr. Nazım Çerkeş, bunun sebebini cildin daha pürüzsüz bir şekilde yerleşmesine yardımcı olmak amacıyla 2-3 hafta giyilen elastik korseye bağlıyor. Aksi taktirde operasyonla ilgili hiçbir sakınca olmadığını vurguluyor. Yaz aylarında yapılacak operasyonlarla ilgili hastaların en sık sorduğu soruların başında, sıcakların anesteziyi olumsuz etkileyip etkilemediği geliyor. Dr. Çerkeş, yazın ya da kışın anestezi almak arasında bir fark olmadığını söylüyor. Sonuç olarak yaz aylarında estetik plastik cerrahi operasyonların yapılmasında bir sakınca yoktur. Kaldı ki okulların tatil olması nedeniyle öğrencilerin ve yurtdışından yaz tatili için Türkiyeye gelen, gerek Türk gerekse yabancı turistlerin estetik cerrahi operasyonlar için bu dönemi tercih ettikleri de söylenebilir. Buna bağlı olarak ameliyatların, sonbahar aylarına oranla yaz aylarında daha fazla yapıldığını bile söyleyebiliriz diyor Dr. Çerkeş.

Endoskopik yüz gençleştirme

Yazla birlikte yüz germe ameliyatları azalırken, yüze endoskopik cerrahi ile yapılan müdehaleler sürüyor. Daha az kesi yapılan ameliyatlarda daha az iz kaldığını söyleyen Dr. Nazım Çerkeş, özellikle artık endoskopik cerrahideki gelişmelerle sadece 2-3 santimlik küçük kesilerle operasyonların gerçekleştirildiğini anlatıyor. Çerkeşe göre estetik cerrahideki en son gelişme ise orta yüz bölümünün endoskopik yöntemle gençleştirilmesi. Bu yöntemle şakak bölgesindeki saçlı deri içine 2-3 cmlik bir kesi yapılıp bu kesiden optik kameralar ve cerrahi aletler sokularak elmacık kemiği üzerindeki yağ yastıkçığı, altındaki kemiklerden serbestleştiriliyor. Bu yağ yastıkçığına konulan dikişle, bu yastıkçık yukarıya asılıyor. Böylece elmacık kemiği çıkıntısı yeniden oluşturulmuş ve burun kanadı ile ağız arasındaki çizgi üzerindeki deri katlantısı yok edilmiş oluyor. Yüze genç ve canlı bir ifade kazandıran bu yöntemin en büyük avantajı, saçlı deri içine yapılan küçük bir kesi ile gerçekleştirildiğinden görünen hiç bir iz oluşmaması. Bir başka özelliği de klasik yüz germe ameliyatlarına göre daha genç kişilere de rahatlıkla uygulanabilmesi. Dr. Çerkeş, bu yöntemle morluk ve şişliklerin daha kısa sürede kaybolduğunu ve aynı kesiden kaş kaldırma operasyonuyla birlikte de yapılabildiğini söylüyor.
Cosmed Estetik Plastik Cerrahi Merkezi Tel: (216) 368 18 83
Fiyatı: 2500 YTL.

Öğle arası gençlik

Dünyada bilinen adıyla lunch time operations günübirlik operasyonlar olarak da biliniyor. Op.Dr. Cengiz Ersezen ise uyguladığı iple çekme/asma yöntemini, çoğu estetik cerrahın aksine Batı'dan değil, Doğu Bloku ülkelerinden öğrenmiş. Pek yakında da bunun geliştirilmiş bir modeli ve bir Gürcü'nün yöntemi olan lunch time face lift i uygulamaya başlayacak. Kesip biçme olmadan, cilt altından geçirilen balık kılçığı gibi bir iplikle uygulanan yöntemde, dokulara yapışan iplik cildi toparlıyor. Yöntem, Amerikada feather lift adıyla uygulanıyor. Ersezen'in uyguladığı iple çekme/asma yöntemi ise daha çok 35-45 yaşa arasında, cildi çok sarkmamış kadınlarda başarılı sonuçlar veriyor. Küçük bir delikten girip kas kılıfını bulan Ersezen, saçı topuz yapmışsınız gibi bir görüntüyü elde ediyor. Bu da oldukça doğal bir görüntü veriyor. Ayrıca ertesi gün ufak bantları çıkarıp işe gitmek mümkün. Yüz germe ameliyatına henüz gerek görülmeyen durumlarda iyi bir alternatif.
4 yıldır bu çekme/asma işlemiyle ilgili eğitim aldığını söyleyen Ersezen, yöntemi kaş, yüz, boyun germede ve popo kaldırmada uyguluyor. Bütün yüz için fiyatı 2000 YTL civarında.

Popüler yöntem: Karboksi-terapi

Son zamanlarda oldukça popüler bir yöntem olan karboksiterapi, vücutta yağlı dokular üzerine küçük iğnelerle karbondioksit gazı verilerek yapılan zayıflatma işlemi olarak özetlenebilir. Naturebella"da karboksiterapiyi uygulayan Dr. Neslihan İbrahimoğlu, verilen karbondioksit gazının vücudun o bölgesine bol oksijen pompaladığını anlatıyor. Böylece dolaşım hızlanıyor ve oradaki yağlı doku küçülmeye başlıyor. Bu yöntem, özellikle hamilelik ve ani kilo almadan sonra oluşan çatlak bakımlarında, göğüs dikleştirmede, zayıflamada, yara, yanık, iz tedavilerinde, sigaranın ciltte yarattığı olumsuz etkileri gidermekte ve cildi güneşten korumada kullanılıyor. Başarılı sonuç alınması için minimum 10 seans gerekiyor. Seanslar 35-40 dakika sürüyor. Seansı 80 $; 15 seans alınca paket indirimi uygulanıyor.
Naturebella Tel: (212) 219 44 39

Ultrasonic liposuction

1970li yıllarda gelişen liposuction, gelişen teknolojiyle birlikte yerini ultrasonic liposuctiona bırakıyor. Bu sistemde, tıpta teşhis ve tedavide kullanılan ultrason dalgalarından yararlanılıyor. Ultrason dalgalarının aktif frekansı yağ hücrelerine göre ayarlanıyor ve bundan etkilenen yağ hücreleri eriyerek kayboluyor. Böbrek taşının ultrason dalgalarıyla kırılmasında nasıl yalnızca taş kırılıp böbrek ve vücudun diğer dokuları bundan zarar görmüyorsa, ultrasonic liposuction'da da yalnız yağ hücreleri eriyor, o bölge içinde bulunan damar, sinir sistemi bu dalgalardan etkilenmiyor.
Bu tekniği ülkemizde uygulayan doktorlardan biri olan Estetik Plastik Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Tuncer Özalp, ultrason tekniğini liposuctionla kıyasladı ve şunları anlattı: Klasik liposuctionda dokular kazınarak bir vakumda toplanır. Ultrasonik sistemde ise kazıma yok. Liposuctionda yağlar küretle koparılıp emilirken, küretin yolu üzerindeki damarlar da koparıldığından ameliyat sonrası o bölgede şişlik ve morluklar meydana gelir. Ultrasonic sistemde ise bu komplikasyon görülmez. Liposuction sinirleri de zedelediğinden o bölgede hissizlik meydana gelir. Ultrasonic liposuctionda bu olmaz. Ayrıca bu sistemle müdahalede bulunulan bölgenin cildinde gerilme olur. Ameliyat sonrası ağrı ve şişlik şikayetleri son derece azdır. Hafif bir müdahale olduğu için hasta ameliyat sonrası çok kısa sürede iyileşir.
Fiyatı: 1000-3000 YTL arasında.

Güneşe karşı: Vital anti-aging

Cildinizi yazın güneşin zararlı etkilerinden korumak için dünyada da kullanılmaya başlayan bir yöntem, Türkiyede Transmed Saç ve Kozmetik Cerrahi Kliniği'nde Dermatolog Dr. Betül Şengör tarafından uygulanıyor. Deri altına enjekte edilen doğal karışım, cildi, rüzgar, güneş gibi olumsuz faktörlere karşı içeriden koruyor. Güneş hasarıyla karşı karşıya kaldığımız yaz günlerinde bu özel yöntem koruma sağlıyor.
Şengöre göre göre cildiniz sağlığınız için ne kadar önemliyse hyraluronik asit de cilt için o kadar önemli. Ciltte doğal olarak var olan bu madde, suyu tutarak cildi nemlendiriyor, gerginliğini ve tazeliğini korumasını sağlıyor diyen Şengör, yaşlanmaya başlayınca, vücudun hyaluronik asit üretimini azalttığını ve cildin elastikiyetini, canlılığını kaybettiğini söylüyor. Şengör şöyle devam ediyor: Bu fark kadınlarda daha bariz görülüyor. Cildin bu doğal kaybını Vital anti-aging uygulaması geri kazandırıyor. Vital anti-aging uygulamasında cildin altına enjekte edilen karışım, insanda doğal olarak varolan saf, berrak ve jel görünümlü hyaluronik asit partiküllerinin aynısı. Kolaylıkla enjekte edilen bu akışkan karışım, deri altına verildiğinde, cildi sıkılaştırıyor, taze, doğal bir canlılık, daha genç ve sağlıklı bir görünüm veriyor.
Vital anti-aging icin herhangi bir ön test gerekmiyor. Uygulama 15-20 dakikada tamamlanıyor. Genellikle 4 haftada bir 2-3 seans ve 4-6 ayda bir tekrarlama öneriliyor. Uygulamanın etkileri uzun süreli, ancak kalıcı değil; bilginize...
Fiyatı: 250-400 $ arasında
Transmed Tel: (212) 281 13 00

Yazın Cilt Bakımı

Güneş Işınları Ciltte Hangi Sorunları Meydana Getiriyor?
Uzm. Dr. Makbule Afacan'in verdiği bilgilere göre; daha çok güneşe maruz kalan yüz, göğüs ve kollarda; kırışıklıklar, çiller, güneş lekeleri olarak bilinen yıldız şeklinde kahverengi lekeler, bacak ve kollarda ufak beyaz lekeler, deride solukluk, kuruluk, tahriş, gevşeklik, kılcal damarlarda çatlama gibi değişiklikler meydana gelir. Ultraviyole radyasyon, deri yaşlanmasının yanında deri kanserleri ve deride hiperpigmentasyon denilen düzensiz lekelerin oluşmasına sebep olur.
Güneşlenme Deri Kanseri Riskini Artırıyor
2000 yılında yayınlanmış tıbbi bir araştırma sonucu, güneş ışığından tam olarak korunmuş çocuklarda ve gençlerde deri kanserlerinin oranı yüzde 98 oranında azaldığını göstermektedir. Güneşlenmenin son 50 yılda artması, deri kanserlerinin görülme sıklığını da artırmaktadır. Özellikle ışık gören bölgelerde sert, kızarık, üzeri damarlı bir yapıda olan yaralar, koparıldıkça tekrarlayan kabuklanmalar, birden koyulaşan (siyahlaşan) benler, kenarları düzensizleşen, hızla büyüyen, etrafında beyaz renkli hale oluşan, renk değişiklikleri gelişen benler deri kanserlerinin belirtileridir.

Korunmak İçin Neler Yapılmalı?
Güneşten korunmada günlük güneş koruyucu kremlerin kullanılması sabah kahvaltısı yapmak kadar önemlidir. Güneşten koruyucu, en az 50 faktör olan kremler sürülerek güneşe çıkılmalıdır. Yüzü ve vücudu kaplayacak şekilde sürülmesi gereken kremlerin denize girip çıkıldıkça etkisini kaybedebileceği düşünülmeli ve buna uygun olarak günde birkaç kez yenilenmelidir. Ayrıca dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da, kremlerin ne zaman sürüldüğüdür. Koruyucu kremler cilde güneşe çıkmadan en az yarım saat önce sürülmelidir.
Ancak bu koruma faktörlerini kullanmak bizlere yine de tüm gün ve özellikle güneş ışınlarının daha dik geldiği ve daha zararlı olduğu öğlen saatlerinde güneşte uzun süreli kalma hakkını vermez. Koruyucu kremlerin yanı sıra şapka ve güneş gözlüğü kullanmak, gölgede ve 11.00- 15.00 saatleri dışında güneşlenmek daha sağlıklıdır. Güneş koruyucu seçerken hem UVA hem de UVB’ye karşı etkili olmasına dikkat edilmelidir.
Yazın Cilt Sağlığınız İçin Nelere Dikkat Etmelisiniz?
- Açık renkli ve koruyucu tarzda giyinilmeli.
- Güneş gözlüğü kullanılmalı.
- Geniş kenarlıklı şapkalar kullanılmalı.
- UV ışınlarının en yoğun olduğu 11:00 – 13:00 saatleri arasında gölgede kalmaya özen gösterilmeli
- Güneşe çıkmadan yarım saat önce güneş koruyucu krem sürülmeli.
- 6 aydan küçük bebekler uzun süre güneşte bekletilmemeli. Güneşten korunmaya erken çocukluk yaşlarında başlanılmalı.
- Deri kanserinin riskini azaltmanın ve deri yaşlanmasını önlemenin en doğru yolu bilinçli güneşlenmektir.
- Yaz mevsiminde güneş ışınları, deniz, havuz gibi nedenlerle yıpranan cilde özel bir bakım uygulanmalı.


Cildinize Nasıl Bakım Yapabilirsiniz?
Yaz mevsiminde güneş ışınları, deniz, havuz gibi nedenlerle yazın cilt daha fazla kurur. Nem ve bakım ihtiyacı artar. Yazın evde uygulanan günlük bakıma haftada en az 1-2 kez nem maskesinin eklenmesi yerinde olur. Nem maskesiyle beraber cildi soyucu ve temizleyici maskeler de ihtiyaca uygun sıklıkta uygulanmalıdır. Bu arada yaz boyunca kullanılan kremlerdeki koruyucular, bronzlaştırıcılar cilt altında birikintilere ve çok fazla ölü tabaka tutulmasına yol açar. Soyan ve arındıran maskeler, yaz boyunca cildin daha temiz ve canlı kalmasını sağlar.
Güneşin Cilde Verdiği Zararlar Neler?
Yaz mevsimiyle birlikte başlayan tatil programları, güneşle ilişki iyi kurulmazsa kötü sonuçlar doğurabilir. Güneşin yaşam için yararlı etkileri tartışmasız olsa da, güneşten kaçınmak ya da güneşle sınırlı temasta bulunmak gereklidir. Çünkü güneş ışığı, cildin erken yaşlanmasını artıran en önemli faktördür. Ciltte istenmeyen lekeler çiller oluşmasına yol açar. Güneşin bilimsel olarak kesinlik kazanan en önemli zararı ise, deri kanseri oluşum riskini arttırmasıdır. Deri kanseri son yıllarda çok hızlı bir artış göstermektedir. Brozlaşma tüm dünya toplumlarında sağlıklı bir görünüm ile ilişkilendirilse de, anlamı aslında deri hasarıdır. Bronzlaşma derinin kendini koruma yöntemidir. Deri ne kadar bronz ise, o kadar hasar almış demektir. Deriye ulaşan güneş ışınlarının bir kısmı yansır bir kısmı da deri tarafından emilir. Bu nedenle koruyucu önlemlerin hepsi birlikte uygulanmalıdır.


Alınması Gereken Diğer Önlemler..
Sıkı dokunmuş, açık renkli giysiler giyilmelidir. Bunun yanı sıra geniş kenarlı şapka ve güneş gözlüğü de, güneşin zararlı etkilerinden korunmada etkili olacaktır. Gölgede kalmak, güneşin zararlı etkilerinden tam olarak korumaz. Kum ve deniz güneş ışıklarını yansıtacağı için güneş koruyucular hatta beyaz renkli giysiler giymek doğru olacaktır. 11.00-15.00 saatleri arası güneş ışınlarına maruz kalmak doğru değildir. Yaz aylarında herkesin, özellikle de açık tenli kişilerin gün örtüsü denilen güneş koruyucu ürünleri kullanmaları gerekmektedir.
Güneş Koruyucu Krem Seçerken...
Güneş koruyucular; UV ışınlarını emme, yansıtma ve dağıtma yolu ile deriye ulaşmasını engellerler. Güneş koruyucu kremlerin etkinliğini güneş koruma faktörü (SPF) belirler. Güneş koruma faktörü; güneş koruyucu kullanılmış bölgede kızarıklık oluşma zamanının; koruyucu kullanılmamış bölgede kızarıklık oluşma zamanına oranı ile belirlenir. Güneş koruma faktörü ne kadar yüksek ise, etkinlik o kadar artacaktır. Yaz aylarında en az 30 koruma faktörlü kremler uygun olacaktır. Bu kremlerin hem UVA’ya hem de UVB’ye karşı etkili olmasına dikkat edilmelidir.

Yaz için cilt bakımı

Evde hazırlanan maskeler cildi canlandırıyor

Marmara Üniversitesi Sağlık Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ayşegül Yıldırım, doğal maskelerin cildi güçlendirdiğini belirterek 'Maskeler aracılığıyla cilt, iyileştirici ve güzelleştirici maddeleri emer. Cildin kendini yenilemesine yardımcı olan maskeler, cildi yatıştırır, gerginleştirir ve kan dolaşımını uyarırlar. Uyku ve dengeli beslenmenin de cildi güzelleştiren iki önemli faktör olduğu unutulmamalı' diyor.

Dr. Ayşegül Yıldırım, doğal kozmetik ürünleri evde hazırlarken nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı:

  • Doğal kozmetik ürünler, dayanıklılık kazandıran herhangi bir yapay madde içermedikleri için, saklanmasına ve kullanım sürelerine dikkat edilmeli. Şifalı bitki demlemeleri ve besin maddeleri ile hazırlanan kozmetikler hemen kullanılmalı.

  • Bitkisel yağlar birkaç ay boyunca bozulmadan bekleyebilirler. Kremler ve losyonlar da en çok iki hafta içinde kullanılmalı.

  • Mutfakta hazırlanan doğal kozmetikler ile deriye, saçlara ve tırnaklara hiçbir zarar vermeden bakım yapılabilir. Ama bu bakım sürecinde de problemler yaşanabilir.

  • Daha önce sürekli hazır kozmetik ürünü kullananlarda, doğal kozmetik ürünleri bazen sivilcelenme veya deri gözeneklerinin iltihaplanması gibi tepkiler oluşabilir. Alerjilerde ise durum değişiktir. Bazı bitkilere veya bitki yağlarına karşı deri hemen veya kısa bir süre sonra, kızarıklık veya kaşıntı gibi tepkiler verebilir. Bu durumda, alerjiye yol açan reçetenin kullanımına hemen son verilir.

  • Önerilen dozlar aşılmadan kullanılmalı. Bazen fazla kullanılan birkaç damla eterli yağ bile önemli değişikliklere yol açabilir. Eğer reçetede belirtilmemişse eterli yağlar, kesinlikle doğrudan cilde uygulanmamalı.

  • Eğer imkanları varsa uzman hekim tavsiyesi ile kozmetik ürünleri kullanmaları daha yararlı olacaktır.

    Doğal peeling

    Dr. Ayşegül Yıldırım, evde hazırlanabilecek maskeleri anlattı.

    Yulaf maskesi: Pişmiş yulaf ezmesini yüzünüze sürün, 15 dakika kadar kurumasını bekleyin. Daha sonra yüzünüzü ılık suyla temizleyin. Bu maskeyi vücudunuza da uygulayabilirsiniz. Cildinizdeki değişikliği hemen fark edeceksiniz. Cildin derinlemesine temizlenmesini sağlamak ve siyah noktalardan kurtulmak için birebir etkili. Bu maske aşırı yağlanmayı da önler.

    Avokado maskesi: Kış mevsiminin sert etkisini yüzünüzden silebilmek için ideal çözüm. Püre haline getirilmiş avokadoya bir iki damla zeytinyağı ve limon suyu ekleyin. Yüzünüze sürüp 10 dakika bekleyin. Avokado maskesi yüzünüzdeki pürüzlü tabakayı yok etmekle kalmayıp ayrıca sağlıklı bir cildin ihtiyacı olan vitaminleri de sağlar.

    Limon peeling'i: Yağlı cilt için uygulanır. 2 yemek kaşığı dolusu ince rendelenmiş limon kabuğu, 2 yemek kaşığı yulaf unu ve 6 yemek kaşığı dolusu buğday kepeği iyice karıştırılır ve biraz su eklenerek esnek bir lapa haline getirilir. Dairesel hareketlerle, 2-3 dakikalık bir süre boyunca cilt temizlenir. Bol ılık suyla yıkanılır.

    Papatya yağı her cildin dostu

    Papatya yağı: Her tür cilt için uygulanabilir. 30 gr. papatya (Temiz yerlerde yetişen papatya kullanılmalı), 100 ml susam yağı ve 100 ml kırmızı kantaron yağına eklenir. Cam yağ kavanozu bir saat boyunca çok sıcak su banyosunda (Benmarin yöntemi) bekletildikten sonra iyice çalkalanır. Karışım tülbentten geçirilerek süzülür. Yağa batırılan pamukla yüz iyice temizlenir.

    Lavanta suyu: Karışık cilt için önerilir. Sabahları ve akşamları, bir pamuğu lavanta suyu ile ıslatın ve yüzünüze, boynunuza, dekoltenize sürün.

    Yağlı cilt için lavanta suyu: Bu karışım cildin canlanmasını sağlıyor. 50 ml lavanta destile suyu, 2-3 damla nane yağı ve 1 tatlı kaşığı dolusu elma sirkesini bir cam kabın içinde iyice çalkalayarak karıştırın. Yüzünüzü, boynunuzu ve dekoltenizi, bu sıvıyla ıslattığınız bir pamukla temizleyin.

    20 dakikada tazelik

    Cildin kendini tazelemesini sağlayan, sadece 20 dakika uygulanan üç farklı maske

  • Bal, limon suyu ve 1 tatlı kaşığı zeytinyağı iyice karıştırılır maske haline getirilir.

  • Limon suyu ve 1 yumurta sarısı da yüz için önemli karışımlardandır

  • Sütte pişirilen 1 elma iyice ezilir ve ılıklaşınca yüze sürülür.
  • Yazın beslenme alışkanlıklarınızı değiştirin

    Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Beslenme ve Diyet Bölümü Diyet Uzmanı Melek Türkmen, yaz sıcaklarına karşı vatandaşların dikkatli olması, beslenme alışkanlıklarında ufak bazı değişiklikleri gitmesi gerektiğini belirtti.

    Yazın sıcakların da etkisiyle vücutta fazla su kaybı meydana gelmesi sonucu bayılma hissi, bulantı, baş dönmesi gibi sağlık problemlerinin baş gösterebileceğini ifade eden Türkmen, artan sıvı kaybını önlemenin en kolay yolunun su içmek olduğunu, bu nedenle günde en az 2-2,5 litre su tüketilmesine özen gösterilmesi gerektiğini bildirdi.

    Türkmen, yaz sıcaklarından korunabilmek için enerji ve vitamin deposu olan karpuz, üzüm, çilek, kiraz ve şeftali gibi yaz meyvelerinin bol bol tüketilmesi gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
    “Yüzde 90’ı su olan karpuz, tüketildiğinde tokluk hissi verir. İyi bir lif kaynağı olduğu için de bağırsak hareketlerini düzenler. Ayrıca karpuz protein, yağ, karbonhidrat ve fosforun yanı sıra A ve C vitamini de içeriyor. Karpuz gibi diğer yaz meyveleri de vitamin ve mineraller açısından çok zengin bir içeriğe sahip. Bu nedenle tüketilmesini önerdiğimiz yaz meyveleri, sıcaklığın neden olduğu sıvı kaybını önlemesinin yanı sıra vücuda vitamin ve mineral desteği de sağlar.”

    Yaz aylarında tüketilen yağlı ve hamurlu yiyeceklerin ise aşırı sıcaklarda vücutta yorgunluğa, baş ağrısı ve tansiyona neden olduğunu anlatan Türkmen, bu nedenle özellikle sıcakların fazla olduğu yaz aylarında hamurlu, yağlı yiyeceklerden şiddetle kaçınılması gerektiğini bildirdi.

    Türkmen, yaz aylarında içinde salatalık, domates, marul gibi sebzelerin bulunduğu salata türü hafif yemeklerin, tatlı türü olarak da kalsiyum açısından zengin olan taze sıkılmış meyve suyu, süt ve dondurma gibi gıdaları önerdiklerini dile getirerek “Bu gıdalarda, bulunan kalsiyum da kalbin düzenli olarak atmasını sağladığı gibi, sinir sistemine de yardımcı olur. Uykusuzluğa da iyi gelir. Vücudun su ihtiyacını da karşılar” diye konuştu.

    Türkmen, her şeyin aşırısının zararlı olabileceği gibi bu önerilen yiyeceklerde de aşırıya gidilmemesi gerektiğini, özellikle kilo sorunu olanların süt, ayran, dondurma gibi yiyecekleri fazla tüketmekten kaçınması gerektiğini sözlerine ekledi.

    Yaz aylarında dengeli beslenme

    Yaz aylarında dengeli ve yeterli beslenmeye dikkat ediyor muyuz? Bu dönemde güneş çarpmaları, gıda zehirlenmeleri ve sıvı kaybının neden olduğu rahatsızlıkların ortaya çıkabileceğini daima gözönünde tutmalıyız.

    Yaz aylarında artan sıcaklıklarla birlikte bebek, çocuk, yaşlı ve hamilelerle, tansiyon, kalp, şeker gibi kronik hastalıkları bulunan kişiler başta olmak üzere, herkes için bir takım sağlık sorunlarının ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu sorunların başında, güneş çarpmaları, gıda zehirlenmeleri ve sıvı kaybının neden olduğu rahatsızlıklar gelmektedir. Sıcak yaz aylarında besinler seçilirken hafif ve sulu gıdalar tercih edilmelidir. Kızartma ve aşırı yağlı besinler yerine taze sebze ve meyvelere ağırlık verilmelidir. Yaz aylarında vücut direncini artırmak ve vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral alımını sağlamak için, her gün birkaç porsiyon meyve ve sebze tüketilmeli, mercimek, nohut gibi besinlere sofrada yer verilmelidir. Fırında pişirme, ızgara ve haşlama yöntemleriyle hazırlanan besinler tercih edilmelidir.



    Sıcaklarda aşırı terleme sonucu vücuttan suyla beraber, sodyum, potasyum gibi mineraller de atıldığı için, bu durum halsizlik, nabız zayıflığı, yorgunluk ve dolaşım bozukluklarına yol açabilmektedir. Sıvı kaybını önlemek için günde en az 2-2.5 litre su içmeye özen gösterilmelidir.

    Asitli ve gazlı içecekler yerine süt, ayran, taze sıkılmış meyve suları, bitki ve meyve çayları tercih edilmelidir. Bebek ve çocuklar sıvı kayıplarını ifade edemeyebilecekleri için ebeveynleri dikkatli olmalıdır. İshal, bebek ve çocuklarda özellikle yaz aylarında vücuttan önemli ölçüde su, tuz ve mineral kaybına yol açar. Yeni doğan ve süt çocuklarında ishal daha kolay oluşur ve daha ağır bir seyir izler. Şiddetli ishallerde, kaybedilen sıvı ve minerallerin yerine konması amacıyla, Ana Çocuk Sağlığı Merkezlerinden ücretsiz alabileceğiniz tuz-şeker çözeltisini (ORS) evinizde bir litre suda eriterek bebeğinize içirin. Bu çözelti, normal sudan daha iyi emildiğinden vücudun sıvı ve mineral kaybını telafi etmesi daha etkili olmaktadır.

    Ayrıca, kahvaltı özellikle yaz aylarında günün en önemli öğünü olması sebebi ile, kahvaltıda şekerli ürünler yerine şekersiz marmelatlarla, az yağlı peynirlerin, kafein içeren içecekler yerine süt, meyve suyu, ıhlamur ve kuşburnu gibi bitki çaylar tercih edilmelidir.

    Balık, et, yumurta, fındık, fıstık ve ceviz tüketiminin, sıcaklarda bunalan vücudun direnç düzeyini yükselteceği gibi, şeker, şekerleme gibi basit şekerlerin yerine, kuru üzüm, erik yada A ve C vitaminlerinin zengin olduğu taze meyve ve sebze gibi besinler tercih edilmelidir.

    Yazın aşırı sıcaklarda dengeli ve yeterli beslenme oldukça önemlidir. Yeterli ve dengeli beslenme; dört besin grubunda bulunan besinlerin yeterli miktarda tüketilmesiyle sağlanır. Bu besinler; süt grubunda yer alan süt ve yoğurt, et grubunda yer alan et, tavuk, yumurta, peynir ve kuru baklagiller, sebze ve meyve grubu ile tahıl grubuna giren ekmek, bulgur, makarna, pirinç, mısır ve tarhanadır.

    Özellikle yaz aylarında sindirim rahatsızlıkları ve zehirlenmelere yol açabileceği için dışarıda ve açıkta satılan yiyeceklerin tüketilmemesine özen gösterilmeli, sıcaklarla birlikte besinlerin bozulma risklerinin arttığı, et, süt ve sütlü ürünler gibi potansiyel riskli besinler için güvenilir mekanların seçilmesine de dikkat edilmelidir.

    Yüz kusurlarını gizleme sanatı

    Aynaya baktığınızda aklınıza gelen bir sürü keşke mi var? Hiç endişelenmeyin, her sorunun olduğu gibi bunun da çaresi var. Pigmen lekelerini kapatmak... Önce hafif bir arındırma yapın. Cilt tonunuza çok yakın bir kapatıcıyı lekelerin üzerine hafifçe vurarak uygulayın. Bu işlemi lekeler hafifleyene dek uygulayın. Kapatıcıyı uygularken lekelerin sınırını belirginleştirmemek için etrafına doğru biraz taşırın. Fondöteninizi sürüp, pudralanın. Cildinizde kızarıklık ve sivilce varsa... Yeşil renkte bir kapatıcıyı kızarıklık veya sivilcelerin üzerine hafifçe yayarak sürün.
    Kırışıklıkları gizlemek...

    Cilt tonunuzdan 1-1,5 ton açık bir kapatıcıyı kırışıklık boyunca sürün. Kapatıcıyı parmağınızla veya bir fırçayla yayıp teninize yedirin. Fondöteninizi ve pudranızı uygulayın.

    Burnunuz uzunsa...

    Burun ucunuza koyu renk fondöten uygulayın. Fondöteniniz kompakt fondöten olursa ve nemli süngerle uygularsanız çok daha iyi sonuç alırsınız. Fondöteni sınır yapmayacak şekilde iyice yedirdikten sonra küçük dokunuşlarla pudralayın.

    Burnunuz genişse...

    Gölge ve ışığı kullanın: burnunuzun üzerine (burun kemiğiniz boyunca) daha açık tonda; burun kanatlarınıza ise daha koyu tonda fondöten sürün. Parmağınızla fondöteni iyice yayın ve 2 ton arasındaki sınırları yedirip yok edin, mat bir pudrayla pudralanın.

    Çeneniz çok küçük ve içeri doğruysa...

    Çenenize (dudak altınıza kadar) açık renk bir fondöten sürün. Bu çenenizin hacmini artıracaktır. Koyu ve parlak renkte rujlar kullanmayın, göz makyajınıza önem verin.

    Çeneniz çok çıkıksa...

    Çenenizin ucuna koyu renk bir fondöten uygulayıp pudralayın. Dudaklarınızı öne çıkaracak canlı renkte rujlar tercih edin, böylece çeneniz belirginliğini yitirecektir.

    Birbirine yakın gözler...

    Açık tonda bir farı gözün iç köşesinden ortasına dek sürün. Ortadan dış köşeye kadar ise koyu tonda bir far uygulayın. Sınırları yok etmek için iki rengi birbirine iyice yedirin.

    Birbirinden uzak gözler...

    Koyu tonda bir farı gözün iç köşesinden ortasına dek sürün. Ortadan dış köşeye kadar ise açık tonda bir far uygulayın. Sınırları yok etmek için iki rengi birbirine iyice yedirin.

    Yuvarlak yüzü uzun göstermek...

    Yüzünüzün daha ince görünmesi için, şakaklarınıza, elmacık kemiklerinize ve çene altınıza büyük bir allık fırçası yardımıyla bronz allık sürün. Daha açık renk pudrayla alnınızı, burnunuzu ve çene ucunuzu vurgulayın.

    Göz çevresindeki çizgileri kapatmak...

    Kapatıcı bir kalemle veya ince bir fırçayı kapatıcınıza bulayarak çizgilerin üzerinden dikkatle geçin ve parmak uçlarınızla üzerlerine hafifçe vurarak cildinize yedirin. Dikkat: kapatıcınız fondöteninizden daha açık tonda olmalı.

    Yorgun ve uykusuz musunuz?

    O halde, alt kirpiklerinizi rimellemeyin; daha yorgun görünürsünüz.

    Dudaklarınız çatlamışsa...

    Ruj sürmeden önce nemlendirin ve çok koyu tonlar kullanmayın.

    Daha çok yiyerek zayıflayın

    Nedense, az yemekle kilo verileceğine dair toplumsal bir saplantı yaşıyoruz. Peki zayıflamak için gerçekten de az mı yemek lazım? Tersine. Bazı besinleri daha çok tüketmek, kilo vermenize bile yarayabilir. Diyet sözcüğü, mutfağa koşturup, soluğu kurabiye kutusunun yanında almanıza neden oluyorsa, sakinleşin. Bilimadamlarına bakılırsa, bazı besinlerden daha çok tüketmek, kilo vermenize yarayabilir ve böylece daha sağlıklı yaşayabilirsiniz. İstatistiklere bakılacak olursa, Batı ülkelerinden yaşayanların yarısının kilo problemi var ve sadece İngiltere'de kadınların yüzde 90'ı hayatlarında en az bir kez diyet yapmış. Bu diyet meselesi, milyonlarca dolarlık bir endüstriye dönüşmüş durumda. İşin ilginç yanı ise, ünlülerden yan kapı komşunuzun kızına kadar herkes bu diyet illetinin pençesinde, vücutlarını çevreleyen fazlalıklardan kurtulmaya çabalıyor. Öte yandan tabakların dolu dolu yendiği günler de çok uzak görünmüyor, çünkü yapılan yeni araştırmalar, bazı besinlerin kilo vermeyi kolaylaştırdığını gösteriyor.

    Her ne kadar beslenme uzmanları, kalori yakmak ve dolaşımı hızlandırmak için, dengeli bir beslenme programının yanı sıra egzersiz tavsiye etseler de, beslenme programınıza katacağınız bazı besinler, kilo vermenizde ve verdiğiniz kiloyu korumada size yardımcı olacaktır.

    Kahvaltı
    Kilo vermeye çalışıyorsanız, sizin için en önemli öğünün kahvaltı olduğunu unutmayın. Düzenli olarak kahvaltı edenlerin, etmeyenlere göre daha ince kaldıkları klinik olarak kanıtlanmış.

    Kahvaltı etmemekle ilgili temel sorun şu: Uyandığınızda, kan şekeri seviyeniz düşük olur ve eğer kahvaltı etmezseniz, kan şekeriniz iyice düşer. Bu da, yüksek miktarda yağ ya da şeker içeren besinleri yeme arzusu uyandırır. Çünkü bu besinler, kan şekeri seviyenizi hemen artırır. Oysa sabah kalktığınızda kahvaltı ederseniz, bu ihtiyaç ortadan kalkar.

    Beslenme uzmanları, enerjinizi gün içinde yavaş yavaş artıracak besinleri tercih etmenizi öneriyorlar. Mesela, sütlü mısır gecreği, üzerinde ince bir katman tereyağ, reçel ya da bal olan kepek ekmeği, yağsız süt ve meyve ekleyeceğiniz yoğurt ya da müsli gibi.

    Süt ürünleri
    Kilo vermeye çalışan çoğu kişinin ilk yaptığı şeylerden biri de süt, yoğurt ve peyniri kesmektir. Ancak süt ürünlerinin çoğu, insanların düşündüğü kadar yağlı değildir. Yağlı süt bile yüzde 4 oranında yağ içerir ki, bu, başka besinlerin etiketlerinde düşük yağlı olarak belirtilir.

    Süt ürünlerinin bu denli önemli olmasının sebebi, içerdikleri yüksek miktardaki kalsiyumdur. Kalsiyum, sağlık ve kilo dengesini sağlamak açısından gereklidir. Amerika'da yapılan bir araştırma, alınan kalsiyumun azalması durumunda, vücuttaki yağın artabileceğini ortaya koymuş. Bunun nedeni, kalsiyumun vücudu ısıtması ve bunun da yağın daha etkili bir biçimde yakılmasını sağlaması olabileceği belirtilmiş.

    Çoğumuzun pek yapmadığı bir şey ama, günlük olarak tavsiye edilen kalsiyumu alabilmemiz için, günde en az 3 porsiyon süt ürünü almamız gerekiyor. Bir porsiyon, bir bardak süt, kibrit kutusu kadar peynir ya da bir bardak yoğurt üzerinden hesaplanabilir.

    Konjuge Linoleik Asit
    Konjuge linoleik asit (CLA), süt ürünlerinde ve geviş getiren hayvanlardan elde edilen besinlerde bulunan, gerekli bir yağ asitidir. Geçmişte, kansere karşı iyi geldiği ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirdiği düşünülen CLA'nın, bugün aynı zamanda kilo vermede de etkili olduğu öne sürülüyor. Bu konu tam bir kesinlik kazanmış değil ve araştırmalar devam ediyor. Ayrıca CLA'nın yapay ürünlerle alınıp alınamayacağı da tartışılıyor.

    Öte yandan, CLA'nın kırmızı ette bulunması da bir tezat oluşturuyor. Bilindiği gibi kırmızı et, yüksek miktarda yağ içeriyor ve fazla miktarda tüketilmesi, kolesterol ile kalp hastalıklarına neden oluyor. CLA'nın aynı zamanda inek, koyun ve keçi sütlerinde de bulunması, sağlıklı bir şekilde beslenme programına eklenmesini kolaylaştırıyor

    19 Haziran 2008 Perşembe

    Yaz için cilt bakımı

    Evde hazırlanan maskeler cildi canlandırıyor

    Marmara Üniversitesi Sağlık Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ayşegül Yıldırım, doğal maskelerin cildi güçlendirdiğini belirterek 'Maskeler aracılığıyla cilt, iyileştirici ve güzelleştirici maddeleri emer. Cildin kendini yenilemesine yardımcı olan maskeler, cildi yatıştırır, gerginleştirir ve kan dolaşımını uyarırlar. Uyku ve dengeli beslenmenin de cildi güzelleştiren iki önemli faktör olduğu unutulmamalı' diyor.

    Dr. Ayşegül Yıldırım, doğal kozmetik ürünleri evde hazırlarken nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı:


    Doğal kozmetik ürünler, dayanıklılık kazandıran herhangi bir yapay madde içermedikleri için, saklanmasına ve kullanım sürelerine dikkat edilmeli. Şifalı bitki demlemeleri ve besin maddeleri ile hazırlanan kozmetikler hemen kullanılmalı.


    Bitkisel yağlar birkaç ay boyunca bozulmadan bekleyebilirler. Kremler ve losyonlar da en çok iki hafta içinde kullanılmalı.


    Mutfakta hazırlanan doğal kozmetikler ile deriye, saçlara ve tırnaklara hiçbir zarar vermeden bakım yapılabilir. Ama bu bakım sürecinde de problemler yaşanabilir.


    Daha önce sürekli hazır kozmetik ürünü kullananlarda, doğal kozmetik ürünleri bazen sivilcelenme veya deri gözeneklerinin iltihaplanması gibi tepkiler oluşabilir. Alerjilerde ise durum değişiktir. Bazı bitkilere veya bitki yağlarına karşı deri hemen veya kısa bir süre sonra, kızarıklık veya kaşıntı gibi tepkiler verebilir. Bu durumda, alerjiye yol açan reçetenin kullanımına hemen son verilir.


    Önerilen dozlar aşılmadan kullanılmalı. Bazen fazla kullanılan birkaç damla eterli yağ bile önemli değişikliklere yol açabilir. Eğer reçetede belirtilmemişse eterli yağlar, kesinlikle doğrudan cilde uygulanmamalı.


    Eğer imkanları varsa uzman hekim tavsiyesi ile kozmetik ürünleri kullanmaları daha yararlı olacaktır.

    Doğal peeling

    Dr. Ayşegül Yıldırım, evde hazırlanabilecek maskeleri anlattı.

    Yulaf maskesi: Pişmiş yulaf ezmesini yüzünüze sürün, 15 dakika kadar kurumasını bekleyin. Daha sonra yüzünüzü ılık suyla temizleyin. Bu maskeyi vücudunuza da uygulayabilirsiniz. Cildinizdeki değişikliği hemen fark edeceksiniz. Cildin derinlemesine temizlenmesini sağlamak ve siyah noktalardan kurtulmak için birebir etkili. Bu maske aşırı yağlanmayı da önler.

    Avokado maskesi: Kış mevsiminin sert etkisini yüzünüzden silebilmek için ideal çözüm. Püre haline getirilmiş avokadoya bir iki damla zeytinyağı ve limon suyu ekleyin. Yüzünüze sürüp 10 dakika bekleyin. Avokado maskesi yüzünüzdeki pürüzlü tabakayı yok etmekle kalmayıp ayrıca sağlıklı bir cildin ihtiyacı olan vitaminleri de sağlar.

    Limon peeling'i: Yağlı cilt için uygulanır. 2 yemek kaşığı dolusu ince rendelenmiş limon kabuğu, 2 yemek kaşığı yulaf unu ve 6 yemek kaşığı dolusu buğday kepeği iyice karıştırılır ve biraz su eklenerek esnek bir lapa haline getirilir. Dairesel hareketlerle, 2-3 dakikalık bir süre boyunca cilt temizlenir. Bol ılık suyla yıkanılır.

    Papatya yağı her cildin dostu

    Papatya yağı: Her tür cilt için uygulanabilir. 30 gr. papatya (Temiz yerlerde yetişen papatya kullanılmalı), 100 ml susam yağı ve 100 ml kırmızı kantaron yağına eklenir. Cam yağ kavanozu bir saat boyunca çok sıcak su banyosunda (Benmarin yöntemi) bekletildikten sonra iyice çalkalanır. Karışım tülbentten geçirilerek süzülür. Yağa batırılan pamukla yüz iyice temizlenir.

    Lavanta suyu: Karışık cilt için önerilir. Sabahları ve akşamları, bir pamuğu lavanta suyu ile ıslatın ve yüzünüze, boynunuza, dekoltenize sürün.

    Yağlı cilt için lavanta suyu: Bu karışım cildin canlanmasını sağlıyor. 50 ml lavanta destile suyu, 2-3 damla nane yağı ve 1 tatlı kaşığı dolusu elma sirkesini bir cam kabın içinde iyice çalkalayarak karıştırın. Yüzünüzü, boynunuzu ve dekoltenizi, bu sıvıyla ıslattığınız bir pamukla temizleyin.

    20 dakikada tazelik

    Cildin kendini tazelemesini sağlayan, sadece 20 dakika uygulanan üç farklı maske


    Bal, limon suyu ve 1 tatlı kaşığı zeytinyağı iyice karıştırılır maske haline getirilir.


    Limon suyu ve 1 yumurta sarısı da yüz için önemli karışımlardandır


    Sütte pişirilen 1 elma iyice ezilir ve ılıklaşınca yüze sürülür.

    Saçlara özel yaz bakımı

    Sıcakların iyiden iyiye kendini hissettirdiği şu günlerde, saçlarınızın her an parlak ve güzel olması için özel bakım uygulamanız gerekiyor. İşte size güneş, deniz suyu ve klorun saçlarda yarattığı yıpranmanın önüne geçmek için yapabileceğiniz bakım önerileri.

    Yaz geldi, deniz ve havuz sefaları da başladı. Tatile giderken mayonuzu, plaj havlunuzu, güneş kreminizi unutmuyorsunuz değil mi? Peki ya saçlarınızın bakımıyla ilgili neler yapmanız gerektiğini biliyor musunuz? Saçlarınız kısa, uzun, dalgalı ya da düz olabilir. Yaz aylarında her türlü saç için uygulanması gereken farklı bakımlar var. Güneş, nem, tuzlu su, klor gibi pek çok faktör, saçlar üzerinde yıpratıcı etkilere neden olabiliyor. Yaz mevsimini kuru, sertleşmiş ve solmuş saçlarla tamamlamak istemiyorsanız bir an önce önlem almanızda fayda var.

    KISA MODEL TERCİH EDİN
    Yaz aylarında saçlarınızı olumsuz etkilerden korumak için işe kısa bir model tercih ederek başlayabilirsiniz. Kısa saçların bakımının çok daha kolay olduğunu unutmayın. Ayrıca saçlar uzadıkça yıpranma ihtimali de fazla oluyor. Eğer saçlarınızın uzun kalmasını istiyorsanız sık sık uçlarından kırıklarını aldırmak gerekiyor. Yaz aylarında mecbur kalmadıkça pek fazla fön çektirmemeye de özen göstermelisiniz. Güneşin etkisinin çok fazla olduğu öğle saatlerinde mümkünse şapkasız dışarıya çıkmayın. Bu da saçlarınızı korumak için alabileceğiniz önlemlerden biri. Ya da güneş koruma faktörlü saç kremlerinden faydalanabilirsiniz. Eğer saçlarınız boyalıysa güneş konusunda daha da dikkatli olmanız gerekiyor. Güneşin yanı sıra deniz suyu ve havuz suyundaki klor da saç üzerinde olumsuz etkilere sahip. Buna önlem olarak bone kullanmayı deneyebilirsiniz. Sudan çıktıktan sonra mutlaka duş alıp saçlarınızı durulamayı da ihmal etmeyin. Yoksa saçınızda kalan klor veya tuz güneşin yakıcı etkisiyle birlikte saçınızı kurutabilir. Gün sonunda ise saçlarınıza uygun bir şampuanla iyice yıkayıp, devamında bakım ürünleri kullanarak saçlarınızın yıpranmasını önleyebilirsiniz. Ayrıca saçlarınızın çok fazla kuruduğundan rahatsızsanız özel saç maskelerinden de uygulayabilirsiniz. Yaz aylarında dikkat etmeniz gereken şeylerin başında saçınıza röfle, boya, perma gibi kimyasal işlemleri yaptırmamak geliyor. Mümkünse yaz sonunu bekleyin. Yazın saçları kendi haline bırakmak en iyisi.

    Beslenme şekli çok önemli
    Saçlarınızın pırıl pırıl ve canlı görünmesini istiyorsanız, beslenmenize de dikkat etmelisiniz. Dengesiz ve kötü besleniyorsanız saçlarınızın bakımlı görünmesini beklemeyin. Saçlarınızın özellikle son zamanlarda cansız görümdüğünü düşünüyorsanız işe C vitamini alarak başlayabilirsiniz. Ayrıca folik asit de saçın canlılığı için son derece önemli bir faktör. Bunları yaz aylarında temin edebileceğiniz birçok besin bulunuyor. Bol miktarda meyve, taze sebze, yeşil yapraklı bitkiler ve tabii ki bol bol balık tüketmeniz gerekiyor.

    Doğal bakım önerileri
    SAÇ bakımı uzmanlık gerektiren bir konu gibi görünse de kendi başınıza yapabileceğiniz uygulamalar da var.

    * Deniz, güneş ve klor nedeniyle yıpranmış saçlarınızı yeniden sağlıklı hale döndürmek için uygulayabileceğiniz bakımların başında zeytinyağı kürü geliyor. Son derece besleyici bir yöntem olan bu uygulama için az miktarda zeytinyağını saç uçlarınıza yedirdikten sonra sıcak bir havluyla sarmanız gerekiyor. 10 dakika bekledikten sonra saçlarınızı iyice yıkayın. Saçlarınız kuruduktan sonra farkı hemen göreceksiniz.

    * Saç bakımı için tercih edebileceğiniz bir başka doğal tedavi yöntemi ise bademyağıyla uygulanıyor. Saç derisine bademyağıyla masaj yaptıktan sonra saçlarınızı tarayın. Daha sonra sıcak bir havluyla sarıp yarım saat bekleyin. Ardından yıkayın.

    * Kimi zaman da yıpranmış saçlarınızın proteine ihtiyacı olabilir. Bu konuda ise yumurtalı ve zeytinyağlı bir karışımla saçlarınıza bakım yapabilirsiniz. İki yumurtayı bir çay bardağı zeytinyağıyla karıştırıp saçlarınıza sürün. Yarım saat bekledikten sonra da saçlarınızı durulayın.

    Kimyasal işlemler
    Yaz aylarında mümkün olduğunca kimyasal işlemlerden uzak durmaya çalışın. Ancak illa ki boya ya da röfle yaptırmak istiyorsanız, güvenebileceğiniz bir profesyonele başvurmanız gerekiyor. Öncelikle kullanılan boyadaki peroksit düzeyinin düşük olması çok önemli. Eğer boya yaptırdıysanız saç renginin korunması için boyalı saçlara özel bakım ürünlerini kullanmanız gerekiyor. Perma veya düzleştirme işlemleri de saçları yıpratabilir. Bu işlemleri

    Saçları her gün yıkamak iyi değil
    SAÇ bakımı konusundaki en önemli aşamalardan biri de saç temizliği şüphesiz. Yaz aylarında daha sık duş alındığı için saçlar da daha sık yıkanabiliyor. Ancak uzmanlar, bunun pek doğru olmadığı konusunda uzlaşıyor. Mümkünse saçları iki günde bir yıkamak öneriliyor. Kullanacağınız şampuan da çok önemli. Şampuan seçerken profesyonel yardım almanız en doğrusu olur. Ayrıca şampuanınızı çok sık değiştirmek de pek doğru bir yaklaşım değil. Ancak saçlarınız çok yıpranmış durumdaysa bir süreliğine yoğun bakım içeren besleyici bir şampuan kullanabilirsiniz. Şampuan konusunda dikkat edilmesi gereken noktalardan biri de saçlarınızı yıkarken fazla miktarda şampuan kullanmamak. İyi durulamadığınız takdirde kepek sorunuyla karşılaşabilirsiniz. Saçınızı yıkadıktan sonra uygun bir saç kremi uygulayın. Kremi nemli saçlarınıza yaydıktan sonra, iki dakika kadar bekleyin ve sonra da bol su ile durulayın.

    Doğal ürünlerle yaz bakımı

    Yaz aylarında cildin, her zamankinden daha çok bakıma ihtiyaç duyar. Ancak bunun için bir servet harcamak zorunda değilsin. Doğal ürünlerle evde bakım ürünlerini hazırlamaya ne dersin?
    Tonik yerine gül suyu
    Tonikler, cildimizi temizlemekle kalmaz, aynı zamanda gözeneklerin sıkışmasını sağlayarak, daha pürüzsüz bir görünüme kavuşturur. Ama bunun için bir servet ödemene gerek yok. Eğer piyasadaki tonikleri pahalı buluyorsan, evde yapacağın tonikle de aynı etkiyi yaratabilirsin. Tek yapman gereken, 1lt. kaynamış suya birkaç tane gül koyup demlendirmen. Birkaç dakika sonra ev yapımı toniğin hazır!


    Kuru ciltere üzüm ve krema
    Cildin çok mu kuru? O halde üzüm ve kremadan faydalanabilirsin. Üzümdeki yoğun meyve asidi, cildindeki ölü hücre tabakasından kurtulmanı sağlarken, kremadaki yağ, cildinin pulllananmasını önleyecektir.

    Maskeyi nasıl yapacaksın? 1 yemek kaşığı kremayla 7-8 adet ezilmiş üzümü iyice karıştır. Elde ettiğin maskeyi göz çevren hariç tüm yüzüne sür. 30 dakika sonra ılık suyla yıka. Cildinin ne kadar pürüzsüz olduğuna inanamayacaksın!


    Göz altı torbalarına ayçiçek yaprağı
    Ayçiçek yaprakları, ayçiçeklerini güzelleştirmekle kalmaz, göz çevrene de iyi gelir. Eğer uzun zamanadır devam eden göz altı torba ve morluklarından şikayetçiysen, birkaç ayçiçek yaprağını 1 su bardağı sıcak suda demlendir. Su ılındıktan sonra, bir parça pamuğu içine daldırıp, göz çevrene kompres yap.

    Not: Taze ayçiçek yaprağı bulamıyorsan, aktarda satılan kuru yapraklardan yararlanabilirsin.


    Cansızlaşan saçlara papatya suyu
    Dış etkenler ve fön yüzünden canlılığını kaybeden saçlarına yeniden hayat vermeye ne dersin? O halde en klasik bakım kürü olan papatya suyundan yararlan. Bunun için, 1 lt. suya bir avuç dolusu kuru papatya ekleyip, kaynat. Ilındıktan sonra saçlarını bu suyla durula.


    Sivilcelere karşı nane
    Kış aylarında güneş yüzü görmeyen vücudumuzda sivilcelerin oluşması çok doğal. Peki bu durumu kabullenecek miyiz? Hayıııır! Hemen bir 1lt. suya bir avuç kuru veya taze nane atıp, kaynamaya bıracağız. Sonra da bu suyla sivilceli bölgelerimizi temizleyeceğiz. Hepsi bu kadar!


    Kırılan saçlara avakado
    Saçların fazla uzun olmasından dolayı esnekliğini kaybedip, kırılıyorsa avakadodan yararlanabilirsin. Havanda iyice ezdiğin avakadoyu özellikle kırık olan saç uçlarına sür ve 1-1,5 saat kadar beklet. Maskeyi haftada bir tekrarlarsan, saçlarının esneklik kazandığını göreceksin!


    Şiş gözlere patates
    Çok bilindik olmakla birlikte en etkili göz kapağı şişik indiricisidir papates. Hem de öyle uzun uzun hazırlık gerektirmez. Bir patatesi dilimle ve iki göz kapığının üzerine koyup, 15 dakika bekle. Sonuca inanamayacaksın!


    Nemsiz dekolteye salatalık
    Şimdi, yazın fazla güneşlenmekten kuruyan dekolteni nemlendirme zamanı! Hemen şimdi iki salatalığı dilimle ve boynun dahil olmak üzere tüm dekoltene sık aralıklarla yerleştirip, 15 dakika bekle. Yıkamadan, üzerine bolca nemlendirici sür.


    Cansız cilde frambuaz
    Tüm müdahalelere rağmen allık dışında hiçbir şey cildini canlandıramıyorsa, bir de bunu dene: Bir avuç frambuazı blenderdan geçir ve göz çevren hariç tüm yüzüne sür. 20 dakika sonra ılık suyla yıka.

    Not: Eğer alerjik bir cilde sahipsen, bu maskeyi deneme!

    Yaz diyeti ile kusursuz bronzluk

    Bu diyette yok yok... Zengin içeriği ile cildiniz ışıltılı bir görünüme kavuşacak, güneşin zararlı etkilerine karşı güçlenip altın renginde bir bronzluğa zemin hazırlayacak, vücudunuzu toksinlerden arındırıp şişkinlik sorunlarınızı giderecek. Üstelik bir ay içinde 4-6 kilo da verebileceksiniz.

    Antioksidanlar

    Zararlı güneş ışınları cildin erken yaşlanmasında en büyük etkenlerden biri. Sağlıksız bir bronzlaşma, yaşlanmayı hızlandıran ve pek çok hastalığa yol açan serbest radikallerin işlevini artırıyor. Bronzluk geçince ciltte onarılması imkansız kırışıklıklar ortaya çıkıyor. Bunu önlemek için özellikle güneşe çıkmadan bir ay önce antioksidan etkili besinleri sofranızdan eksik etmeyin. Bu besinler cildin elastikiyetini artırıp sıkılaşmasını sağlıyor ve serbest radikallerle savaşarak yaşlanmayı geciktiriyor. Nedir bu antioksidan besinler? E vitaminli besinler (zeytinyağı, sıvıyağ, fındık), çinko (et, deniz ürünleri, baklagiller), bakır (ceviz, kayısı, tahıllar), selenyum (balık, tahıllar, soğan), C vitamini (domates, yeşil yapraklı sebzeler, çilek), flavonoid (orman meyveleri, erik, kayısı, kavun) ve likopen (domates, karpuz, çilek).

    Betakarotenler

    Kavuniçi ve sarı renkli besinler (havuç, kayısı, şeftali, kavun, sarı biber) ile koyu yeşil yapraklı besinler (ıspanak, semizotu, roka, pazı, kara lahana, maydanoz) zengin birer betakaroten kaynağı. Karpuz ve yeşil biber de betakaroten açısından zengin besinler. Betakaroten maddesi epidermin içinde üst üste birikerek zararlı güneş ışınlarına karşı doğal bir kalkan oluşturuyor. Tıpkı doğal bir güneş filtresi gibi cildi güneş yanıklarından ve cilt kanserinden koruyor. Betakarotenin bir diğer görevi de, uzun süre güneş ışınlarına maruz kalan cilde kusursuz ve kalıcı bir bronzluk kazandırmak. Cildinizi güneşe hazırlamak için yazın ilk günlerinde bol betakarotenli besinler yiyin.

    Omega-3 ve Omega-6 yağ asitleri

    Sıcak havalarda vücut aşırı terleme ile bol sıvı kaybeder. Cilt bu durumdan etkilenerek kurumaya, pul pul dökülmeye ve matlaşmaya başlar. Cildin elastikiyetini korumak için kolajen üretimini artırmak gerekiyor. Bunun için Omega-3 ve Omega-6 yağ asitlerini içeren besinleri yemek yararlı. Bu yağ asitleri cildin derinlemesine nemlenmesini sağlayarak kurumasını dolayısıyla erken yaşlanmasını önlüyor. Omega-3 en çok balık, deniz ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler, ceviz ve fındıkta bulunuyor. Omega-6 ise ayçiçek yağı, hodan, ceviz ve fındıkta bulunuyor. Domates de nemlendirici özellikler içerip kalıcı bir bronzluk sağlıyor. Eğer cildiniz sağlıksız ve mat görünüyorsa diyeti aynen uygulayın ama meyve suyu miktarını dörde katlayın. Kahvaltıda havuç ve portakal karışımı meyve suyu; ara öğünde greyfurt suyu; ikindide kayısı suyu ve akşam öğününden önce birkaç damla limon suyu ilaveli domates suyu için.

    PAZARTESİ
    Yataktan kalkınca yarım limon suyu ilave edilmiş yarım bardak ılık su.

    Kahvaltı: 2 kayısı, 4 fındık ilaveli125 gr
    light yoğurt, 1 fincan ısırgan otu çayı

    Ara öğün: 1 bardak meyve suyu (1 havuç,
    1 elma ve 3-4 çilek karışımı)

    Öğle: Fırında Akdeniz usulü makarna,
    250 gr haşlanmış sebze

    Akşam: Izgara balık, roka salatası,
    2 ince dilim (60 gr) kepekli ekmek

    Gece: 1 çay kaşığı bal ilave edilmiş
    yarım bardak ılık su
    SALI
    Yataktan kalkınca yarım limon suyu ilave edilmiş yarım bardak ılık su

    Kahvaltı: 30 gr meyveli müsli,
    125 gr light yoğurt, 1 fincan rezene çayı

    Ara öğün: 1 bardak meyve suyu
    (1 havuç, 3 kayısı, 3 kiraz karışımı)

    Öğle: Fırında sebzeli balık, limon suyu ilave edilmiş 250 gr havuç salatası

    Akşam: 100 gr ızgara et, 200 gr marul,
    2 dilim (60 gr) kepekli ekmek

    Gece: 1 çay kaşığı bal ilave edilmiş
    yarım bardak ılık su

    ÇARŞAMBA
    Yataktan kalkınca yarım limon suyu ilave edilmiş yarım bardak ılık su

    Kahvaltı: 3 kayısı, 2 ceviz ilaveli 125 gr light yoğurt, 1 fincan akdiken otu çayı

    Ara öğün: 1 bardak meyve suyu (1 greyfurt, 1 elma, 2 havuç karışımı)

    Öğle: 100 gr kabak soteli 80 gr pilav, salata (1 salatalık, 1 domates, 200 gr marul)

    Akşam: 100 gr rendelenmiş peynir ilaveli
    250 gr karışık sebze sote , 2 ince dilim
    (60 gr) ekmek

    Gece: 1 çay kaşığı bal ilave edilmiş yarım bardak ılık su
    PERŞEMBE
    Yataktan kalkınca yarım limon suyu ilave edilmiş yarım bardak ılık su

    Kahvaltı: 30 gr meyveli müsli, 2 fındık ilaveli 125 gr light yoğurt, 1 fincan anason çayı

    Ara öğün: 1 bardak meyve suyu (1 havuç ve 100 gr çilek karışımı)

    Öğle: 100 gr domatesle hazırlanmış soslu 100 gr haşlanmış makarna, havuçlu salata

    Akşam: Izgara balık, çoban salatası,
    2 dilim (60 gr) kepekli ekmek

    Gece: 1 çay kaşığı bal ilave edilmiş yarım bardak ılık su

    CUMA
    Yataktan kalkınca yarım limon suyu ilave edilmiş yarım bardak ılık su

    Kahvaltı: 2-3 kiraz, 2 kayısı ve 4 fındık ilaveli 125 gr light yoğurt, 1 fincan nane çayı

    Ara öğün: 1 bardak meyve suyu (1 havuç, 1 armut, 4 erik, 1 kivi karışımı)

    Öğle: 200 gr balık buğulama, 250 gr salata (roka, marul, kıvırcık salata, domates)

    Akşam: Havuçlu sufle, 1 domates ve salatalık ilaveli 250 gr semizotu salatası

    Gece: 1 çay kaşığı bal ilave edilmiş yarım bardak ılık su
    CUMARTESİ
    Yataktan kalkınca yarım limon suyu ilave edilmiş yarım bardak ılık su

    Kahvaltı: 6 çilek, 25 gr müsli ve 3 ceviz içi ilaveli 125 gr light yoğurt, 1 fincan ebegümeci çayı

    Ara öğün: 1 bardak meyve suyu
    (1 havuç, 1 kivi, 5 kiraz, 1 armut karışımı)

    Öğle: 80 gr domatesli pilav, 150 gr közlenmiş kabak ve biber, 1 dilim kayısılı tart

    Akşam: 50 gr rendelenmiş kaşarpeyniri ilaveli domates çorbası, 1 katı yumurta, 250 gr karışık salata, 2 dilim (60 gr) kepekli ekmek

    Gece: 1 çay kaşığı bal ilave edilmiş yarım bardak ılık su

    PAZAR
    Yataktan kalkınca yarım limon suyu ilave edilmiş yarım bardak ılık su

    Kahvaltı: 3 kayısı, 4 kiraz ve 3 ceviz içi
    ilave edilmiş 125 gr light yoğurt, 1 fincan mine çiçeği çayı

    Ara öğün: 1 bardak karışık meyve suyu
    (1 havuç, 1 greyfurt, 1 elma karışımı)

    Öğle: 80 gr domatesli makarna,
    yoğurt soslu armut

    Akşam: 200 gr havuçlu dana et,
    domates salatası, 2 dilim (60 gr) ekmek

    Gece: 1 çay kaşığı bal ilave edilmiş yarım bardak ılık su
    BU DİYETİN YARARLARI
    * Diyet günde 1300-1400 kalori içeriyor. Vücudun su tutmasını önleyip, şişkinliği gideriyor ve toksinlerden arındırıyor.
    Ayda 4 ile 6 kilo verilebiliyor. Vücudun günlük gereksinimi olan her türlü besinsel değeri içeriyor.

    * Cilt dostu besinler cildi içerden besleyerek temizliyor. Güçlendirerek güneşin zararlı etkilerinden koruyor ve kusursuz bronzluk için ideal bir zemin hazırlıyor. Bronzluğun kalıcılığını artırıyor.

    * Cildin yaşlanmasını geciktirerek ipeksi bir yumuşaklığa kavuşmasını sağlıyor. Bronzlaşmak istemeyenlerin cildi güneşten korumak ve kırışıklıkların oluşumunu engellemek için diyeti belli aralıklarla uygulamalarında yarar var.


    Kadınlara özel yaz diyeti

    Ofisteki dost kayısı burger

    Çalışan kadının düşmanı kahvaltıyı atlamak, ara öğünlerde kurabiye ya da börek-çörek yemek. Eğer yaza formda girmeyi hedefliyorsanız, abur cubura son verin. Çalışma masanıza kuru meyve, yoğurt ve bisküvileri yerleştirin. Bir kayısı içine yarım ceviz koyun, gün içinde rahatça atıştırın

    Çalışan kadınların büyük çoğunluğu, yeterince zamanı olmadığı için sağlıklı beslenememekten yakınır. Fazla kilolara bahane arandığında hemen eve geç gitmek, akşam yemeğini saat 20:00'den sonra yemek ya da masa başında uzun süre çalışmak gibi bahaneler ileri sürülür. Çalışan kadın fazla kilolara karşı savaşta ev kadınına oranla biraz daha şanssız ancak şansı yaratmak sizin elinizde. Pratik çözüm önerileri sayesinde, masanızın üzerindeki yağlı böreklere ya da çikolatalı keklere alternatif yiyecekler bulabilirsiniz. International Hospital Etiler Kliniği'nden Zerrin Aydın, çalışan kadınlar için uygulanması son derece kolay pratik çözümler sundu: 'Ara öğünlerde meyve, kuru kayısı, kuru erik, küçük kutu süt, küçük kutu yoğurt, diyet bisküviler, diyet meyve yoğurtları yiyebilirsiniz. Çalışma masalarında ise kuru kayısı ve ceviz seçeneği olabilir. Kuru kayısı içine yarım ceviz koyup yiyebilirsiniz. Çalışma masanızda kolay saklandığı için küçük kutu sütler ve diyet bisküviler de olabilir.'

    Neden kilo veremiyoruz?

    Zerrin Aydın, çalışan kadının kilo alma nedenlerini şöyle sıralıyor:

    Kahvaltının atlanması: Günün en önemli öğünüdür. Kahvaltı, kan şekerini dengeler, vücudun daha iyi çalışmasını sağlar. Kahvaltı atlanınca hem işte verim düşer hem de kilo alma olasılığı artar.

    Aralarda kalorisi, yağ ve şeker oranı yüksek yiyeceklerin kullanılması: Kurabiye, kek, poğaça, bisküvi, meyve suyu ve kolalı içecekler kilo almayı kolaylaştırıyor.

    Öğle yemeklerinin enerjisinin yüksek olması: Çalışan kadınların günlük almaları gereken enerji çok yüksek değil bu nedenle fazla yağ ve şeker alınabiliyor.

    Eve ulaşma saatinin geç olması: Büyükşehirlerde trafik nedeniyle işten çıktıktan 1-1.5 saat sonra eve ulaşabiliyor. Öğlen saat 12:00-13:00'te yemek yenince akşam yemek saatinin en geç 18:00-19:00 olması gerekiyor. Ama eve geliş genelde saat 20:00'yi geçiyor. Eve geç ulaşanlar yemek yapmaya zaman ve enerji bulamadığı için hazır gıdalara yöneliyor. Bu yiyeceklerin de yağ oranları yüksek olabiliyor.

    Hareketsizlik: İşe ya araba ya da servisle gidiliyor. Masa başı uzun saatler geçiriliyor. Eve gelince spor yapacak vakit ve enerji kalmıyor.

    Lezzetli ve pratik yemek tarifleri:Kilo vermeyi hedefleyenler de lezzetli yemekler yiyebilir. Diyetisyen Aydın 'Diyet denince aklınıza tavuk ızgara ya da kabak haşlama gelmesin. Her yemek diyete uyarlanır' diyor

    Kırmızı biberli yumurta

    Malzemeler

  • 2 adet közlenmiş kırmızı biber

  • 1 tatlı kaşığı sıvı yağ

  • 2 yumurta

  • 2 yemek kaşığı yoğurt

    Yapılışı: Biberler sıvı yağ ile sote edilir. Yumurtalar üzerine kırılıp pişirilir. Sarımsaklı yoğurt ilave edilince kısa sürede servise hazır hale gelir.

    İş kadınları ne diyor?

    Leyla Alaton: Kahvaltıyı asla atlamam

    Kadınlar bir kilo bir de yaş konusunda sır vermemeye özen gösterir. İki çocuk sahibi olan Alarko Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton Günyeli'ye, her zaman formda olduğu için kilosunu rahatlıkla sorduk. Anneannesinin 'Beğenmeyen bakmasın!' sözünü hatırlatan Alaton 'Bir ara çok zayıflamıştım, ama o kiloyu muhafaza edemedim. İdeal kilom 5 kilo daha zayıf olmak' dedi. Alaton, nasıl beslendiğini şöyle anlattı:

  • Kahvaltıyı hiç atlamam.

  • Her sabah 06:30 da siyah ekmek- zeytinyağı- beyaz peynir-bal ve bitki çaylı mükellef bir kahvaltı ederim.

  • Öğlene kadar hiç atıştırmam. Saat 11:00'de bir meyve yesem, öğlen 13:00'te aç kurtlar gibi yemeğe saldırmazdım.

  • Ofiste her öğlen muhakkak salata ve somon füme vardır.

  • Bir restoranda yemek yiyorsam balık, et ya da tavuklu salatayı tercih ederim.

  • İkindide ofisteysem 2-3 kuru incir atıştırırım.

  • Akşam yemeğini mümkünse çocuklarla saat 19:00'de yemeye çalışırım. İlk tercihim bir dilim taze somon ızgara veya bir sebze yemeği.

    Bir haftalık diyet

    Diyetisyen Zerrin Aydın'ın hazırladığı diyetle haftada bir kilo vermek mümkün. İşte bir haftalık diyet reçetesi:

    1. GÜN

    UYANINCA 1 bardak ılık su

    SABAH 1 dilim kepekli ekmek, 1 kibrit kutusu kadar az yağlı peynir, domates

    ARA ÖĞÜN 4 adet kuru kayısı

    ÖĞLE YEMEĞİ 2 dilim kepekli ekmek, 2 köfte kadar tavuk (60 gram), ayran, salata (1 tatlı kaşığı sıvı yağ)

    ARA ÖĞÜN 1 su bardağı süt ve 2 adet kepekli grissini

    AKŞAM YEMEĞİ 2 yumurtalı menemen, salata (1 tatlı kaşığı sıvı yağ), 2 dilim kepekli ekmek

    GECE 2 orta boy elma

    YATARKEN 1 bardak ılık su

    2. GÜN

    UYANINCA 1 bardak ılık su

    SABAH 4 yemek kaşığı müsli, 1 çay bardağı süt

    ARA ÖĞÜN 1 orta boy portakal

    ÖĞLE YEMEĞİ 2 ızgara köfte, 1 kase çorba, 1 dilim kepekli ekmek, salata (1 tatlı kaşığı sıvı yağ), ayran

    ARA ÖĞÜN 1 küçük boy muz

    AKŞAM YEMEĞİ 4 yemek kaşığı az yağlı semiz otu, 2 yemek kaşığı yoğurt, 100 gram tavuk, 1 dilim kepekli ekmek

    GECE 1 orta boy kivi

    YATARKEN 1 bardak ılık su

    3. GÜN

    UYANINCA 1 bardak ılık su

    SABAH 1 yumurta, 1 dilim kepekli ekmek, 1 tatlı kaşığı pekmez, salatalık, yeşil biber

    ARA ÖĞÜN 5 adet kuru erik

    ÖĞLE YEMEĞİ Salata (Yağsız), 1 küçük kutu ton balığı 2 dilim kepekli ekmek

    ARA ÖĞÜN 1 su bardağı yoğurt ve 2 adet kepekli grissini

    AKŞAM YEMEĞİ 4 yemek kaşığı az yağlı kabak, 3 ızgara köfte, 1 dilim kepekli ekmek

    GECE 1 orta boy elma, 1 orta boy portakal

    YATARKEN 1 bardak ılık su

  • Yaz Diyeti

    Hedef: Haftada 1-2 kilo
    Günlük kalori: 1400 Kcal

    Yakında tatile çıkmayı düşünüyorsunuz, ama hala kendinizi formda hissetmiyorsunuz. İşte size son fırsat! Fazla kilolarınızdan bir an önce kurtulmak ve plajda gerine gerine salınmak için bu diyeti hemen uygulamaya başlayın!


    BU DİYETİN GÜNLÜK MENÜLERİ
    1. GÜN


    Sabah : 1 kase kiraz, 1 dilim kızarmış ekmek, 30 gr beyaz peynir
    Öğle : 1 tabak çoban salatası, 1 tabak kıymalı kabak yemeği, 1 dilim ekmek
    Akşam : 4 adet ızgara köfte, 1 adet domates- salatalık- yeşil biber, 1 kase yoğurt, 1 dilim ekmek, 1 dilim kavun

    2. GÜN

    Sabah : 1 adet domates- salatalık, 5 adet zeytin, 30 gram beyaz peynir, 2 adet galeta
    Öğle : 1 adet ızgara biftek, 1 kase yoğrut, 1 dilim karpuz, 2 dilim ekmek, 2 adet şeftali, 1 kase yoğurt
    Akşam : 1 tabak karışık salata, 1 kase sebze çorbası, 1 dilim ekmek, 2 adet şeftali, 1 kase yoğurt

    3. GÜN

    Sabah : 1 fincan şekersiz çay, 1 kaşık bal, 30 gram kaşar peyniri, 1 dilim diyet ekmek
    Öğle :1 tabak patlıcan salatası, 3 adet köfte, 2 kaşık haşlanmış yağsız makarna, 1 kase erik
    Akşam : 1 tabak etli taze fasulye, 1 kase cacık, 1 dilim ekmek, 1 dilim karpuz.

    4. GÜN

    Sabah : 1 bardak soğuk süt, 2 dilim diyet ekmek, 30 gr beyaz peynir.
    Öğle : 1 adet karnıyarık, 1 kase yoğurt, 2 dilim ekmek, 2 adet şeftali.
    Akşam : 1 tabak diyet tonbalığı salatası, 2 dilim diyet ekmek, 1 kase erik ve kiraz.

    5. GÜN

    Sabah : 1 dilim karpuz, 30 gram beyaz peynir, 2 dilim ekmek.
    Öğle : 2 dilim ekmek, 1 tabak zeytinyağlı bakla, 1 kase yoğurt, 1 kase kiraz.
    Akşam : 4 adet ızgara köfte, 1 tabak karışık salata, 1 adet haşlanmış patates, 2 adet şeftali.

    6. GÜN

    Sabah : 2 dilim diyet ekmek, 1 adet haşlanmış sosis, 1 bardak şekersiz çay.
    Öğle : 1 tabak kıymalı bamya, 2 dilim ekmek, 1 domates-salatalık, 1 dilim kavun.
    Akşam : 130 gr haşlanmış tavuk eti, 1 dilim ekmek, patlıcan salatası, 1 kase yoğurt, 1 kase erik.

    9 Haziran 2008 Pazartesi

    Pratik giysi bilgileri

    Yeni aldığınız kazakların tüylenmemesi için bir naylon torbaya koyarak 24 saat buzdolabının buzluğunda bekletin. Tüylenmesi önlenir. Kadife Giysiler Kirlenmiş koyu renk kadife elbise ve pantolonlarınızı tuzla temizleyebilirsiniz. Temiz bir fırçayı temiz ve kuru bir tuza batırarak giysinize kuvvetle sürün. Lekeler gidecek, kullanılmaktan doğan parlaklık kaybolacaktır. Ayrıca eskiyip de parlayan pantolonlarınızdaki bu parlaklığı gidermek için ütü bezini sirkeli suyla ıslatın, sonra çok sıcak su ile ütüleyin. Parlaklığın tamamen kaybolduğunu göreceksiniz.

    Parlayan Kumaşlar
    Etek ve pantolonlarınızda parlaklıklar oluşuyorsa, bu kısımları yeni kesilmiş bir patatesle iyice ovalayın. Kuruduktan sonra fırçalayabilirsiniz. Parlaklıktan eser kalmaz.
    Ütü Yaparken
    Ütü yaparken, ütüleyeceğiniz gömlek, etek gibi giysilerin altına çarşaf, perde, havlu gibi ğeniş satıhlı eşyalar koyarsanız ikisi birden aynı anda ütülenecektir.

    Sararan Giysiler
    Sararmaya başlayan beyaz giysilerinizi bir kaşık oksijenli su kattığınız 1 litre ılık suda 1 saat bekletin.

    Triko Yıkamanın Sırları
    İster yün, ister merserize, ister sentetik iplikle yapılmış olsun, her örgüde ortak bazı kurallar vardır:
    -Her zaman için, sadece ılık su kullanın, durulamada bile. Durulamada sık sık değiştirerek bol su kullanın.
    -Giysileri sabunlu suya iyice daldırın ve çitilemeden nazik bir şekilde yıkayın.
    -Örgü giysileri asla sıkmayın. Aksi takdirde giysileriniz elastikiyetini kaybeder ve deforme olurlar.
    -Islak örgü giysilerinizi sıkmayın, kuru bir havlunun üzerine yayın. Üzerine de ikinci bir havlu koyun ve havlunun üstüne basarak fazla suyu alın. Sonra giysinizi, ısı kaynaklarından uzak bir yere koyun.

    Örgüleri Ütülerken
    En iyi ütüleme metodu, giysini altına nemli bir bez yaymak ve üzerine hafif, kuru bir bez koymaktır. Kuru bezin üzerinden fazla bastırmadan ütüyü geçirin. Sıcak ütüyü asla yünün üzerine direkt olarak koymayın. Örgüyü hep tersten ütüleyin.

    Tüylenen Kazaklar
    Eğer kazaklarınız eski bir görünüme bürünüp, üzerinde yer yer iplik kümecikleri oluştuysa üzülmeyin. İşte size yepyeni ve yumuşak bir kazak elde etmenin yolu: Önce elinizle iplik kümeciklerini ayıklayın. Sonra kıl bir fırça ile örme yönünün tersinde kazağınızı fırçalayın. Kazak ipliklendikcçe bu işlemi tekrarlayın. Kazağınızın yepyeni olduğunu göreceksiniz.

    En sık yapılan 5 makyaj hatası

    Güzel görünmek için makyaj yapıp, istediğiniz sonuca bir türlü ulaşamıyorsanız, makyajı yanlış yapıyorsunuz demektir. En sık yapılan beş hata ve çarelerine bakın, mükemmel görünüme kavuşun. Sabah kalkıp da aynaya baktığınızda karşılaştığınız yorgun yüzden kurtulmanın en kolay yoludur makyaj. Sadece yorgunluktan kurtulmanın yolu da değil, olan güzelliğinizi ön plana çıkarmak ve kendinizi iyi hissetmek de cabası. Bu nedenle de makyajın doğru yapılması şart. Size yakışan, yüzünüze uygun ve yüzünüzün en güzel kısımlarını ortaya çıkaran bir makyajla tüm günü kendinizden emin bir şekilde geçirebilirsiniz. Bu noktada sık yapılan makyaj hatalarını bilmek bunlara engel olmada işinize yarayabilir.
    Eyeliner'ınız gözlerinizi küçük gösteriyor
    Hata: Eyeliner'ı hem üst, hem de alt kripik diplerinize kalın bir şekilde sürdünüz.
    Çaresi: Göz makyajında üst kirpik diplerinize odaklanırsanız, istediğiniz iri göz etkisini elde edebilirsiniz. Kalemi ya da eyeliner'ı içten dışa doğru belirgin bir çizgi halinde çekin. Alt kirpik diplerini boyarken kalemi fazla bastırmayın ve sert çizgileri pamuk ya da eyeliner fırçasıyla dağıtarak yumuşatın.

    Dudaklarınızın etrafında halkalanma oluyor
    Hata: Ya dudak kaleminizin rengi fazla koyu, ya da rujunuz, dudak kaleminden daha çabuk siliniyor. Bu nedenle de dudaklarınız çizilmiş ama içi boş bir şekilde kalıyor ve bu da gayet
    kötü körünüyor.
    Çaresi: Dudağınızın kendi rengine en yakın renkte bir dudak kalemini dıştan içeri doğru sürün. Çerçevelemeyi doğru yapmak için önce sol kenardan başlayıp ortaya geldikten sonra, aynı işlemi sağ tarafla da tekrarlayın. Daha sonra aynı işlemi alt dudağınız için de uygulayın. Ardından boyadığınız bölgenin içini gene dudak kalemiyle doldurun. Böylece, üste ruju da sürdüğünüzde, boyanın dudaklarınızdan silinmesi hem daha yavaş, hem de eşit şekilde olacaktır.

    Yüzünüzün rengiyle boynunuzun rengi farklı tonlarda
    Hata: Fondöteninizin tonunu yanlış seçmişsiniz.
    Çaresi: Öncelikle kozmetik satan bir mağazaya gidip birkaç farklı formül ve renkte fondöten deneyerek işe başlayın. Mükemmel ton, sürüp yaydığınızda, cildinizin rengiyle bütünleşip kaybolandır. Çoğu kozmetik firmasının bu iş için hazırlanmış rehberlerinden de faydalanabilirsiniz.

    Kirpikleriniz topak topak
    Hata: Ya çok fazla rimel sürdünüz, ya da kuruduğu için düzgün sürülemiyor.
    Çaresi: Yeni bir rimelle bu sorunu çözebilirsiniz. Ambalajı açılıp kullanılmış rimellerin ömrü genelde üç aydır. Ayrıca boyayı sürmeden önce, fırça üzerindeki fazla boyayı tüpün kenarına sürerek alın. İki kat sürmek yeterli olacaktır. Kirpiklerinize yapışan küçük boya parçacıklarını bir kirpik tarağıyla tarayarak temizleyin.

    Yanaklarınızda kırmızı çizgiler oluşmuş
    Hata: Çok fazla allığı yanlış yere sürüyor, ya da yanlış fırça kullanıyorsunuz.
    Çaresi: Allığı, allığın ambalajı içindeki kendi minik fırçasıyla sürmeye çalışıyorsanız, bundan vazgeçib. Bunun yerine kocaman kalın bir fırça kullanıp, fırçaya bulaşan fazla allığı silkeleyin. "Peynir" deyip, allığı doğrudan elmacık kemiklerinize sürüp, şakaklarınıza doğru yayın.

    Saçlarınız dökülüyorsa

    Beslenmenizden mevsim değişikliklerine pek çok faktör saçlarınızı etkileyebilir ve dökülmelerine sebep olabilir. Bir uzmana danışmak en iyisidir ama kendiniz de evde saçlarınızı besleyecek uygulamalar yapabilirsiniz. Saç dökülmesi, kadınlarda da sıkça rastlanan bir rahatsızlık. Bu, stres, vitamin eksikliği gibi nedenlerden kaynaklanabileceği gibi, mevsimsel değişiklikler de saç dökülmesini olumsuz etkiler. Peki saç dökülmesi için siz, kendiniz ne yapabilirsiniz? İşte bazı öneriler... Saç derinize ve saçlarınıza hindistancevizi sütü veya aloe vera jeliyle masaj yapın. Bunu başınızda yarım saat kadar tuttuktan sonra, ılık suyla durulayın. Haftada 3 kez tekrarlayın.


    Saç derinize ve saçlarınıza bal ve yumurtanın sarısıyla masaj yapın. Başınızda yarım saat kadar tuttuktan sonra, durulayın.


    2-3 hafta boyunca, her öğünde bir bardak suya bir çay kaşığı elma sirkesi karıştırarak için.


    Saçlarınızı beslemek için elma sirkesi ve adaçayını karıştırarak, saçınızı bu karışımla durulayın.


    Sıcak zeytinyağı, bal ve 1 çay kaşığı toz halinde tarçını karıştırıp macun haline getirdikten sonra, banyodan önce 15 dakika boyunca uygulayın.


    Saçların azaldığı kısımları kızarana dek soğanla ovun, ardından da bal sürün.


    Eşit miktarda ılık keneotu ve badem yağını karıştırıp, haftada bir saç derinize masaj yapın.


    Misket limonu çekirdekleri ile kara biber tohumlarını bira suyun içinde eşit sayıda öğütün ve düzenli olarak saç deriniz üzerine uygulayın.


    1 fincan hardal yağını 4 çorbakaşığı kına yaprağı ile kaynatın. Süzdükten sonra kalan sıvıyı bir şişeye doldurun ve saç derinize düzenli olarak masaj yaparak uygulayın.

    Kansere karşı beslenin

    Kanserden korunmak için her gün 5 porsiyon ya da daha fazla sebze ve meyve tüketilmesi, ekmek gibi tahıllar ile makarna, pirinç ve baklagiller gibi bitkisel kaynaklı yiyeceklerin günlük alınması öneriliyor. Kanser olgularının yüzde 80''i çevresel etkenlere bağlıyken, bu etkenler arasında beslenme yüzde 35 oranla başta geliyor. Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanlığı''ndan edindiği bilgiye göre, dengesiz beslenme kansere yol açan en önemli etkenlerin başında geliyor. Kanser olgularının yüzde 80''i çevresel etkenlere bağlıyken, bu etkenler arasında beslenme yüzde 35 oranıyla en etkili faktör olarak göze çarpıyor. Bu çerçevede, güvenilmeyen katı yağ, meyve suyu ile çikolataların tüketilmemesi, mesane ile pankreas kanserine yol açan kahve ve sakarinalımının sınırlandırılması gerekiyor. Bulgur, mısır, yer fıstığı ve diğer yağlı yiyeceklerde üreyen küfler ve toksinler de kansere yol açabiliyor.

    Bazı tehlikeli kimyasal bileşiklerin oluşmasına neden olan kızartma, kavurma, tütsüleme gibi pişirme yöntemleri kanser oluşumuna yol açan önemli faktörler arasında yer alıyor. Bu nedenle özellikle protein içeriği yüksek gıdaların haşlama, fırında ve ızgara gibi pişirme yöntemleriyle hazırlanması önem taşıyor.

    Alkol ve sigaranın yanı sıra şişmanlık kanserin en önemli nedeninioluşturuyor. Alkol ve sigara tüm kanser hastalıklarına adeta davetiye çıkarırken şişmanlık, meme kanserini riskini artırıyor, varolan kolon,prostat, rektum, böbrek kanser türlerinin hızla gelişmesine neden oluyor.

    YAĞ, PROTEİN VE TUZ ALIMI
    Vücuda alınan doymuş yağların, günlük toplam kalorinin yüzde 20''sini geçmemesi gerekiyor. Doymuş yağın fazlası göğüs, rahim ağzı, yumurtalık, bağırsak ve rektum kanserlerine yol açıyor. Bu nedenle kırmızı et yerine tavuk ve balık eti, kızartma yerine haşlama ve buharla pişirme yöntemlerinin tercih edilmesi öneriliyor.

    Sağlıklı beslenme için bir yetişkinin, ağırlığının her kilogramı için günlük ortalama 1 gram protein alması gerekiyor. Aşırı protein alımı meme, rahim, bağırsak, pankreas ve böbrek tümörlerinin gelişimine imkan tanıyor. Sürekli kırmızı et yiyen kişilerde kanser olma riskinin ayda bir kez et yiyenlere göre 2.5 kat fazla olması nedeniyle, protein gereksiniminin balık, tavuk ve hindi etiyle karşılanması isteniyor.

    Mide kanserine yol açan aşırı tuz tüketiminin önlenmesi için turşuve salamura gibi tuzlayıp saklama yerine dondurarak saklamanın tercih edilmesi öneriliyor. Yapılan araştırmalarda, bu yöntemin kullanıldığıülkelerde mide kanseri riskinin yüzde 64 azaldığı görülüyor.

    KORUNMAK İÇİN
    Kanserden korunmak için bitkisel kaynaklı yiyeceklere ağırlık verilmesi gerekiyor. Her gün 5 porsiyon ya da daha fazla sebze ve meyve tüketilmesi, ekmek gibi tahıllar ile makarna, pirinç ve baklagiller gibi bitkisel kaynaklı yiyeceklerin günlük alınması öneriliyor.

    Kansere karşı, kullanılan kızartma yağlarının tekrar kullanılmaması, hayvansal kaynaklı yiyeceklerden uzak durulması, kırmızı etin azaltılması, spor yapılması, alkol ve sigaradan uzak durulması gerekiyor.

    Doğal Diyet

    Diyet tedâvisi yüzlerce yildir tatbik edilmektedir. Geçen yillar boyunca büyük gelismelere sahne olan bu tedâvi, bugün tibbin ayrilmaz bir parçasi olmustur. Baslica bes çesit gidâ maddesi veya bunlarin metabolik ürünleri vücut için zarûrîdir. Bunlar proteinler, yaglar, karbonhidratlar, vitaminler ve bâzi minerallerdir. Günlük diyet bunlari kâfi miktarda ihtivâ etmelidir. Beslenme ve diyetetik mütehassislari yaptiklari arastirmalar netîcesinde dünyâda yaygin olarak tüketilen gidâlari gruplandirmislar ve besin degerlerini tespit etmislerdir. Bu gruplar süt grubu, et grubu, sebze-meyve ve tahil grubudur. Günlük olarak her gruptan belli miktar gidâ alinmasi gerekir. Bu kâideye dikkat edilmeyen pahali bir beslenme uygun ve dengeli bir beslenme olmayacagi gibi çok daha ucuza dengeli bir beslenme düzeni de kurulabilir. Tedâvi maksadiyla hekimin perhiz tavsiye ettigi kisiler için de bu kâideye uyulmalidir.Seker hastaliginda perhiz: Perhiz ile tedâvi edilen en eski hastaliklardan birisi seker hastaligidir (Diabetes mellitus). Seker hastalarinin bünyesi kan sekeri seviyesinin asiri yükselmesini önleyemediginden, günlük gidâlarindaki karbonhidrat miktari uygun bir perhizle sinirlandirilir ve düzenli bir sekilde alinmasi saglanir. Böylece hastanin kan sekerinin asiri yükselmesi önlenir. Sismanlarda seker hastaliginin kontrolu daha zor oldugundan ayrica zayiflama perhizleri de tatbik edilir. Perhizden maksat hem karbonhidratlari kismak hem de yiyecek ve içecekten alinacak kalorinin hastanin ideal kilosu için belirlenen miktari asmayacak bir düzendir. Perhiz tedâvisine kâfi cevap vermeyen hastalarda perhize ilâveten ilâçlara da basvurulur.

    Tuzsuz perhiz: Bu perhiz baslica karaciger sirozu, gebelik toksemisi (EPH sendromu), yüksek tansiyon, kalp yetmezligi, böbrek hastaliklarinda ve (kartizonlu, tuz tutucu veya terkibinde sodyum bulunan) ilâçlarla uzun süreli tedâvi görmesi îcâbeden hastalarda uygulanir. Esas îtibâriyle perhiz, tuzun içindeki sodyuma karsidir. Zîrâ sodyumun vücutta su tutma özelligi yukaridaki hastaliklari agirlastirir. Günlük hayatta en önemli sodyum kaynagi sofra tuzu oldugu için bu perhize tuzsuz perhiz denilegelmistir. Ancak tuzsuz perhizde olan hasta, hekimine danisarak sodyum ihtivâ eden gidâ ve ilâçlar hakkinda bilgi almalidir. Misâl olarak süt ve bâzi antiasit ilâçlar sodyum ihtivâ ederler.

    Dogustan metabolik hastaliklarda perhiz: Bu hastaliklarda vücûdun kullanamadigi gidâ maddeleri günlük diyetten kismen veya tamâmen uzaklastirilir. Misâl olarak fenilketonüri hastaligi ile dogan çocuklarda, vücutta fenilalanin amino asidini normal yolla metabolize edecek fenilalanin hidroksilaz enzimi yoktur. Bu sebeble gidâlarla alinan fenilalanin ve bunun anormal metabolik ürünleri vücutta birikerek beyni harap eder. Bu hastaligin kontrolü için sâdece gelisme için zarûri olan miktarda fenilalanin ve normal miktarlarda diger amino asitleri ihtivâ eden endüstriyel gidâlar (mamalar) dogumdan îtibâren kullanilir. Yas ilerledikçe uygun perhizlerle normal gidâlara geçis mümkündür. Bu geçis tamâmen hekim kontrolünde yapilmaktadir.

    Cildiniz temiz mi

    Sabahları ya da akşamları bakım yapmaya başlamadan önce yüzümüzü iyice temizlememiz gerekiyor. Bu kural aynı zamanda duru ve güzel bir tenin de habercisi. Cildinizi sadece temizlemek yeterli değil. Cildin, sivilce ve siyah noktaların oluşumuna neden olan günün ağırlığından kurtulması da gerekiyor. Fazla su ve sabun cildin kurumasına ve cilt yüzeyinde hassasiyet oluşmasına neden olur. Dermatologlara göre sabun, bileşiminde yağ bulunduğu için gözenekleri bile tıkayabiliyor. O zaman, eğer cildiniz izin için yeterince değerliyse elinizi geleneksel sabunlardan çekmenin zamanı geldi demektir.
    Hangi cilt tipine nasıl temizlik?

    Normal ve kuru ciltler


    Bu cilt tipi için süt formundaki ürünler öneriliyor. Hassas temizleyiciler cildin makyajdan arındırırken bile bakımını yapar ve cilt için gerekli yağların yine ciltte kalmasını sağlar. Makyaj temizliği sonunda yüzeydeki fazla yağın alınması için yine alkolsüz tonikler uygundur. Normal ve kuru ciltlerin temizlik sırasında su kullanması sakıncalı. Bu yüzden cildi canlandırmak ve tazelik kazandırmak için soğuk su yerine ferahlatıcı yüz tonikleri kullanmanız yerinde olacaktır.

    Normal ya da kuru cildinizin derinlemesine temizliği için yüzünüze haftada bir kez peeling uygulayın. Bu, gözeneklerin temizlenmesini ve teninizin sağlıkla parlamasını sağlayan en etkili yollardan biridir.

    Yağlı ve karma ciltler

    Eğer bu tip bir cilt tipine sahipseniz asla unutmamanız gereken kurallardan biri temizlik... Jel ya da köpük kullandığınız her ürün suyla temizlendiğinde ciltteki yağ bezlerini harekete geçiriyor, bu da cildin soluk ve mat görünümüne neden oluyor. Temizlik sırasında yapmanız gereken önce tonik uygulayıp ardından bakımını gerçekleştirmek. Yağlı ciltlere ise ölü derileri cilt yüzeyinden temizlemek için haftada en az bir kez peeling uygulanmalı. Buna karşın kuru ciltlerin sadece iki haftada bir derin temizliğe ihtiyacı vardır.